Bir kişinin başka bir kişinin etkisinde
ya da baskısında kalmadan kendi kendine karar
verebilmesine özgürlük denir.
İnsan düşünerek karar almak zorundadır. Aldığı
kararlar bazen istediği şekilde
sonuçlanmayabilir. İnsanın aldığı kararların
sonuçlarına katlanmasına sorumluluk denir.
İnsanlar aklıyla, diğer canlılar içgüdüleriyle
davranışta bulunurlar. Kedi, köpek gibi
hayvanlar yaptığı yanlış hareketten sorumlu
tutulamazlar.
Örneğin; Bir konu hakkında fikrimizi söylemeye
hakkımız vardır. Başkalarının bize söylediklerini değil
kendi düşüncelerimizi açıkça söylemeye özgürlük,
söylediğimiz fikirlerin sonuçlarına
katlanmak sorumluluktur.
Bir başka örnek; hayvan beslemek hak, besleyeceğimiz
hayvanı seçmek özgürlük, bu hayvanın her türlü
ihtiyaçlarını karşılayarak, bakımını yapmak sorumluluktur.
İnsan olarak birçok sorumluluklarımız vardır.
1-Kendimize karşı sorumluluklarımız:
Kendimize iyi bakmak, temizlik ve sağlık
kurallarına uymak, dengeli ve düzenli
beslenmek, ahlak kurallarına uymak, eğitimle
ilgili görevlerimizi yapmak
2-Ailemize karşı sorumluluklarımız: Sevgi,
saygı, yardımlaşma, dayanışma, özel bilgilerin
gizliliği, ailedeki görevlerimizi yapma
3-Arkadaşlarımıza karşı sorumluluklarımız:
Saygı, hoşgörü, paylaşma, yardımlaşma, sır
tutma, özel günlerde yanında bulunma, takdir
etme,
4-Hayvanlara karşı sorumluluklarımız: Yardım
etme, bakımlarını sağlama, zarar vermeme
5-Çevremize karşı sorumluluklarımız: Çevreyi
temiz tutma, doğaya zarar vermeme,
kaynakları bilinçli kullanma,
6-Ortak mirasımıza karşı sorumluluklarımız:
Çevremizdeki doğal, tarihi ve kültürel
değerlerimize (bahçe, park, cami, okul, köprü,
tarihi şehirler, evler, piknik alanları vs.) sahip
çıkmalı, korumalı ve zarar vermemeliyiz.
Hak ve özgürlüklerimizi kullanırken
başkalarının hak ve özgürlüklerine zarar
vermemeliyiz, engelleyemeyiz.
Çocuklar savaş ortamlarından uzak tutulmalıdır.
Yeterli beslenmeleri sağlanmalıdır. Oyun ve
dinlenme hakları engellenmemelidir. Her
ortamda çocukların görüşlerine fikirlerine
değer verilmelidir. Söz hakkı olmalıdır.
Ancak dünyada milyonlarca çocuk açlık ve savaş
içinde yaşamaktadır.
Milyonlarca çocuk okula gitmeyip çok ucuz para
karşılığında zor işlerde çalışmakta ve dilencilik
yaptırılmaktadır.
Milyonlarca çocuk eğitim hakkından mahrum
bırakılmakta, hatta hiç okula gitmemektedir.
Hak ve özgürlüklerimiz elimizden alınır ya da
engellenirse:
1-Kendimizi aşağılanmış, dışlanmış hissederiz.
2-Kendimize ve insanlara olan güvenimiz azalır.
3-Ahlaki değerlerimiz, hayata bakış açımız değişir.
4-Toplumsal ilişkilerimiz bozulur.
Kendimize yapılmasını istemediğimiz bir
davranışın başkalarına da yapılmaması için çaba
göstermeliyiz.
Hak ve özgürlüklerimiz ihlal edildiği zaman
hakkımızı aramk için şunları yapabiliriz;
1-Karşılıklı konuşmak: Yapılanın doğru
olmadığını, hakkı olduğunu ve saygı duyması
gerektiğini söylemek
2-Arabulucu kullanmak: İki kişinin arasındaki
sorunu çözmeye yardım eden kişiye arabulucu
denir. Konuşarak anlaşamadığımız kişiyle
aramızdaki sorunu öğretmen, arkadaş, aile ya
da konuyla ilgili uman kişilerin arabulucu
olmasını isteyebiliriz.
3-Yasal yollara başvurmak: İlgili makamlara
yazılı dilekçe ile başvuru yapabiliriz.
Demokratik, medeni ve eğimli toplumlarda
insanlar haksızlığa uğradığında sorunlarını
uzlaşarak çözerler. Şiddet ve öfke sorunların
çözümünde doğru bir yol değildir. Aksine sorun
daha da büyütülmüş olur. Eğitimsiz insanlar
şiddete başvurarak çözüm yolu üretmeye
çalışırlar.
Eğer hak ve özgürlüğümüz ihlal edilmişse ve
çözümü için anlaşamamışsak kurum ve
kuruluşlardan yardım alabiliriz.
Kamu Denetçiliği Kurumu: Eğitim, sağlık,
ulaşım ve barınma gibi konularda kamu hizmeti
alırken hak ihlalleri söz konusu olduğunda ne
yapmamız gerektiğine dair yol gösterir.
Okul Meclisleri: Okul meclisleri aracılığı ile
okul yönetimine katılıp okula ilişkin alınacak
kararlarda söz sahibi olunur.
İl ve İlçe İnsan Hakları Kurulları: İnsan
hakları ihlalleri söz konusu olduğunda bunları
araştırıp inceler ve sorunların çözümüne ilişkin
valilik veya kaymakamlığa öneride bulunur.
Ayrıca okul müdürlüğüne, belediyelere,
kaymakamlık ve valilere dilekçe yazarak
hakkımızı arayabiliriz. Buna rağmen kak ve
özgürlüğümüzün ihlal edildiğini düşünüyorsak
ailemizin yardımıyla mahkemeye başvuru
yapabiliriz. Hak arama mücadelemizi aşama
aşama en yakın kurumdan başlayarak
yapmalıyız.
Örneğin okulda yaşanan bir haksızlığı çözmek
için öğretmen veya okul müdürüne bilgi
vermeden kaymakamlığa, valiliğe ya da
mahkemeye gitmek doğru bir çözüm olmaz.
Ayrıca basit bir çözüm çok uzun zaman alabilir.
Hak ve özgürlüklerimizi kullanırken
başkalarının da hakları olduğunu unutmamalıyız.
Kendimize gösterilmesini beklediğimiz saygıyı
biz de başkalarına göstermeliyiz.
Hak ve özgürlüklerimizin olması ve onları kullanabilmemizin temel koşulu bağımsız bir ülkede yaşıyor olmamızdır. Türkiye Cumhuriyeti bağımsız bir ülkedir. İnsan haklarının amacı, bir toplumda yaşayan insanların eşit, özgür ve onurlu yaşama hakkını sağlamaktır. Devletler bu hakların gerçekleşmesi için gereken ortamı oluşturmak zorundadır. Bunu sağlayan en iyi yönetim biçimi cumhuriyettir. Cumhuriyet yönetiminde egemenlik halkın elindedir. Halk seçtiği temsilciler aracılığı ile bu hakkını kullanır. Yine cumhuriyet sayesinde halk eşit koşullarda yaşar, herhangi bir kişi veya toplumsal sınıf ayrıcalıklı değildir. Türkiye Cumhuriyeti devleti insan haklarına saygı temeli üzerinde kurulmuştur. Bu özellik Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 5. maddesine göre değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez, ifadesiyle güvenceye alınmıştır.