3. Ünite: ADALET Ve EŞİTLİK

FARKLILIKLARA SAYGI

Bütün insanlar ırk, din, cinsiyet, zenginlik farkı gözetilmeksizin eşit haklara sahiptir. Ancak haklarımızı kullanırken eşit imkânlara sahip olamayabiliriz. Bu durum bazen kişinin sahip olduğu bireysel özelliklerden (bedensel, duygusal ve zihinsel) bazen de içinde yaşadığı çevre koşullarından (sosyal, ekonomik ve kültürel) kaynaklanabilir. Bunu ortadan kaldırmak için toplumsal ve yasal düzenlemeler yapılır. Herkesin yasaların verdiği haklardan yararlanması, adaletin sağlanmasıyla mümkün olur. Kadınların çalışma hayatına katılımını arttırmak, çocuk ve yaşlıları koruyucu özel yasalar çıkarmak adaleti sağlamaya yönelik uygulamalardır.

Haklıyla haksızı ayırt etmeye ve herkese hakkı olanı vermeye adalet denir. Bedensel ve düşünsel farklılıkları ne olursa olsun, bütün insanlar arasında toplumsal ve siyasal haklar bakımından hiçbir ayrım bulunmaması durumuna eşitlik denir.

Adaletin en önemli ilkelerinden biri eşitliktir. Adalet olmadığında eşit haklara sahip olmamızın bir anlamı yoktur. Adaletin gerçekleşmesi için bireysel özelliklerimizin ve yeteneklerimizin dikkate alınması gerekir.

eşitlik ve adalet,eşitlik,adalet,

Eşitlik
Kanunlar karşısında bütün insanlar eşittir. Bir suç işlendiğinde hiç kimseye özrüne, dinine, cinsiyetine, zenginliğine bakılmaz. Kimseye ayrıcalık tanınmaz.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 10. maddesine göre: Herkes dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayrım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir. Toplumda eşitlik yasalar ve kurallarla sağlanıp güvence altına alınır. Kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir.

Adalet
Bir toplumda haksızlığın önlenebilmesinin koşulu eşitliğin ve adaletin sağlanmasıdır. Bu nedenle hem bireyler hem de yasalar adil olmalıdır. Böylece toplumsal düzen adil olur. Adil bir toplumda birlikte yaşama arzusu güçlenir, birlik ve beraberlik sağlanır.

Adalet ve eşitliğin sağlanmadığı toplumlarda insan hak ve özgürlükleri çiğnenir ve düzen bozulur. Bu nedenle birey olarak hem kendimize adil davranılmasını gözetmeli hem de diğer insanlara karşı adil davranmalıyız.

Adil Davranılmazsa
Doğru ile yanlışın, haklı ile haksızın ayırt edilmesini bekleriz. Eğer adalet sağlanamaz ve eşitsizlik giderilmezse kendimizi güvende hissetmeyiz. Güvensizlik duygusu, yaşadığımız toplumla bütünleşmemizi ve kendimizi yaşadığımız topluma ait hissetmemizi engeller. Bu durumda toplumla aramızdaki bağ zedelenir ve mutsuz oluruz.
Adaletin sağlandığı bir toplumda yaşayan insanlar, yaşadıkları toplumun bir parçası olmaktan mutludurlar. Kendilerini yaşadıkları topluma ait, güvende ve mutlu hissederler.