Bir toplumda etkileşim hâlinde yaşayan insanların duygu ve
düşünceleri farklı farklı olabileceği gibi istek ve tercihleri de
farklı olabilir. Bu farklılıklar bazen anlaşmazlıklara
neden olabilir. Bu durum yaşamın doğal bir parçasıdır.
Anlaşmazlıkların yaşanması normaldir. Herhangi bir anlaşmazlık
durumunda sadece bir tarafın haklı ya da diğer tarafın haksız
olacağını düşünmek doğru olmaz. Zaman zaman öyle
anlaşmazlıklarla karşılaşılır ki ortada haklı veya haksız
yoktur. Taraflar kendi açılarından haklıdırlar. Bakış açılarını
değiştirip iletişim kurmaları hâlinde çoğu zaman sorun ortadan kalkar.
Anlaşmazlıkların çoğu, insanların birbirini yeterince
dinlememesinden kaynaklanmaktadır. Bu nedenle kendimizi doğru
ifade etmeli, karşımızdakini dikkatli dinlemeli, karşılıklı duygu ve
düşüncelerimize saygılı olmalıyız.
Eğer toplumda kendi başımıza yaşıyor olsaydık uzlaşı aramaya gerek yoktu.
İnsanlar başkalarının hak ve özgürlüklerini kısıtlamadıkları sürece kendileri
ile ilgili tercihlerde bulunabilir, kararlar alabilirler. Örneğin, oyun oynayıp
oynamayacağımıza kendimiz karar veririz. Ancak arkadaşımızla hangi oyunu
oynayacağımıza birlikte karar veririz. Bu yüzden uzlaşı kişisel yaşamla ilgili
değil, toplumsal yaşamla ilgilidir.
Bazı konularda uzlaşı aramaya gerek yoktur. Uzlaşı ararken kargaşa yaratabilecek konularda,
toplumsal yaşamı düzenlemek için yasalar, yönetmelikler ve kurallar konulmuştur.
Bunlara uymamız gerekir, üzerinde tartışıp uzlaşmaya gerek yoktur. Örneğin okulda
öğrenciler okula giriş çıkış saatlerine uzlaşarak karar veremezler. Bu konuda
belirlenen kurallara uymak zorundadırlar. Yada trafikte önce araçların mı yayaların mı
geçeceğine karar verirken büyük aksalıklar yaşanabileceğinden trafik kuralları konulmuştur.
Sorun yaşadığımız kişilerle bir araya gelerek karşılıklı konuşabiliriz.
Onların duygu, düşünce ve isteklerini anlamaya çalışarak ortak çözüm
önerileri geliştirebiliriz. Bu çözüm önerilerinden birine karar verip
uygulamaya koyabiliriz. Bu süreçte saygılı, açık fikirli, sabırlı ve
iletişime açık olunması önemlidir. Bu şekilde karşılıklı anlaşarak
uzlaşıya varmış oluruz. Böylelikle her iki taraf da kazanmış olur.
Hatta bazen, eğer iyi dinlersek karşı tarafın önerisinin bizim
için de daha iyi sonuçları olacağını görebiliriz.
Uzlaşı süreci;
1. Problemin ne olduğunu belirlemek,
2. Kızgın ve öfkeliyken konuşmamak,
3. Öfkemiz geçtiğinde karşılıklı düşünce ve duygularımızı açıklamak,
4. Karşımızdakinin düşünce ve duygularını anlamak,
5. Birlikte çözüm önerileri geliştirmek,
6. İki taraf için en uygun çözümü uygulamaya koymak şeklinde özetlenebilir.
Kendilerinin olduğu gibi, diğer insanların da hakları ve özgürlükleri
olduğunu unutmamalıyız. Anlaşmazlıklar yaşansa bile herkesin fikrini söylemesine
imkân verilmeliyiz. Diğer insanlarla uzlaşı sağlayabilmek için çaba göstermeliyiz.
Çünkü uzlaşı sağlanmadığında anlaşmazlık devam eder.
Anlaşmazlıkların uzlaşı ile sonuçlanması birlikte yaşama kültürüne olumlu katkı sağlar.
Taraflar uzlaştıkları zaman birbirine karşı güven duyar ve saygı gösterirler.
Uzlaşı sağlanamadığında taraflar arasında sağlıklı bir iletişim kurulamaz.
Bu durum güven ve saygı ortamını zedeler.
Sorunlarımızı uzlaşarak çözemediğimizde yeni sorunlar ortaya çıkar. Çünkü
böyle durumlarda ya sorun ötelenmiş ya da bir tarafın razı olmayacağı bir
durum ortaya çıkmıştır. Bu nedenle uzlaşı sağlamak için çaba sarf etmeliyiz.