MADDE
Uzayda yer kaplayan her varlığa madde
denir. Çevremizde gördüğümüz canlı ve
cansız varlıklar birer maddedir. Gözümüzle
göremediğimiz ama hissettiğimiz (tüp gaz, hava)
varlıklar da maddedir.Rüzgar, ses,
ışık, elektrik, gökkuşağı, duygular, rüya,
şeytan, melek gibi varlıklar uzayda yer
kaplamadıkları için madde değildir.
Rüzgar, ısı, ışık, elektrik madde değil bir çeşit enerjidir.
Enerji madde değildir.
Göz, kulak, burun, dil, deri beş duyu organımızdır.
Maddelerin varlığını duyu organlarımızla algılarız.
Maddelerin bazı özelliklerini görerek, bazılarını duyarak,
bazılarını koklayarak, bazılarını tadarak, bazılarına ise
dokunarak anlarız. Ancak sağlığımız için tehlikeli olan
bazı maddeler koklanmaz ve tadılmaz.
◆ Dondurmanın tadını dilimizle,
◆ Çiçeğin kokusunu burnumuzla,
◆ Kuşun sesini kulağımızla,
◆ Etrafımızdaki olayları gözümüzle,
◆ Bazı maddelerin sert yada yumuşak olduğunu dokunarak algılarız.
Maddenin bazı özellikleri ise beş duyu organımızla algılayamayız.
Bunun için gözlem ve deneyler yapmalıyız. Bu özeliklerden bazıları;
◆ Suya batanlar-Suda yüzenler
◆ Suyu emenler-Suyu emmeyenler
◆ Mıknatısla çekilenler-çekilmeyenler
Suda Batan ve Suda Yüzen Maddeler
Taş, mermer, cam, demir suda batar.
İçinde hava olan maddeler ya da
yoğunluğu sudan az olan maddeler suda
batmazlar. Top, tahta, yağ, can simidi,
pinpon topu suda batmaz.
Suyun kaldırma kuvveti vardır. Küçücük
bir çivi suya batarken, gemiler suya
batmaz. Çünkü gemilerin içinde hava vardır.
Cam bilye suya batar, büyük basketbol
topu suya batmaz.
Suyu Emenler-Suyu Emmeyenler
Su ile temas ettiğinde suyu içine çeken
pamuk, havlu, sünger, kâğıt, kumaş, kitap
gibi maddeler suyu emen maddelerdir. Bu
maddeler sıkıldığında ya da kurutulduğunda
içindeki su gider.
Demir, taş, mermer, plastik, şemsiye,
naylon, cam gibi maddeler su geçirmezler.
Ancak sudan etkilenirler.
Mıknatıs Tarafından Çekilenler - Çekilmeyenler
Demir, nikel ve kobalttan yapılmış
maddeler mıknatıs tarafından çekilirler.
Çivi, vida, demirden yapılmış eşyalar,
buzdolabı, araba, tencere vb.
Taş, plastik, ağaç, cam, kâğıt, kum,
kumaş, alüminyum pencereler gibi maddeler
mıknatıs tarafından çekilmezler.
KÜTLE
Varlıkları meydana getiren madde miktarına kütle
adı verilir. Kütle, maddenin ölçülebilir
özelliğidir. Kütleyi ölçmek için eşit kollu terazi,
ve elektronik terazi kullanılır.
Kütle birimi kilogram (kg) ve gramdır (g).
Madde miktarı az olan varlıkların kütlelerini
ölçmek için gram, madde miktarı fazla olan
varlıkların kütlelerini ölçmek içinse kilogram kullanılır.
Kilogram ile gram birbirine dönüştürülebilir.
Bu dönüşümü yapmak için kilogramı grama
çevirirken sayıyı 1000 ile çarparız. Gramı
kilograma çevirirken ise sayıyı 1000’e böleriz.
1 kg = 1000 g
Hava, tüy, mikroskobik canlılar, toz, un
parçası gibi çok küçük tüm maddelerin
bile kütlesi vardır ve ölçülebilir.
Eşit Kollu Terazi
Maddelerin kütlelerini ölçmek için eşit kollu terazi
kullanılır. Terazi ile kütleyi ölçebilmek için kefelerden
birine kütlesini ölçeceğimiz maddeyi, diğerine
de kütle değerleri belli olan tartım takımının
kütlelerinden birini yerleştiririz. Terazinin
kefeleri dengelenene kadar uygun birim kütleleri
kefeye yerleştiririz. Birim kütlelerin toplam değeri, kefedeki
maddenin kütlesini verir.
Sıvı maddelerin belirli bir şekli yoktur. Bundan dolayı kütlelerini ölçebilmek için bir kabın
içinde olmalıdırlar. Bunun için önce kabın içi
boşken kütlesini ölçeriz. Buna dara adı verilir.
Daha sonra kütlesi ölçülecek sıvıyı kap içine
koyarız ve ölçüm yaparız. Bu değer, sıvının brüt
kütlesidir. Brüt kütleden darayı çıkardığımızda
sıvının kütlesini buluruz. Buna net kütle adı verilir.
Net kütle = Brüt kütle – Dara
Hacim
Her varlığın kapladığı bir yer vardır.
Maddelerin boşlukta kapladığı yere hacim denir.
Katı, sıvı ve gaz hâldeki bütün maddelerin bir hacmi vardır.
Hacim, maddelerin ölçülebilir özelliğidir.
Hacim ölçüsü birimi litre (L) ve mililitredir (mL).
Litre ve mililitre birbirine dönüştürülebilir.
1000 mL = 1 L
Katıların hacmini ölçmek için de dereceli silindir
kullanırız. Bunun için dereceli silindire
bir miktar su doldurup kaptaki su seviyesindeki
değeri okuruz. Daha sonra hacmini ölçeceğimiz maddeyi
dereceli silindirin içine atarız. Suyun seviyesinin değerini
tekrar okuruz. Maddenin hacmini ölçmek için son okuduğumuz
değerden ilk okuduğumuz değeri çıkarırız.
Yukarıdaki şekilde katı cismin hacmi
210 - 150 = 60 cm³
Katı Maddeler
Katı maddelerin kendilerine has özellikleri vardır. Bu özellikler şunlardır:
• Belirli bir şekli vardır.
• Belirli bir kütlesi ve hacmi vardır.
• Katılar akışkan değildir.
• Tuz, toz şeker gibi konulduğu kabın şeklini alan katılar küçük taneli katılardandır.
Cam bardak, çivi, kitap, masa, kalem, çelik tencere, toz şeker, küp şeker ve kutu gibi
maddeleri katı maddelere örnek olarak verebiliriz.
Sıvı Maddeler
Sıvı maddelerin kendilerine has özellikleri vardır. Bu özellikler şunlardır:
• Belirli bir şekli yoktur.
• Belirli bir kütlesi ve hacmi vardır.
• Akışkandır.
• İçine konuldukları kabın şeklini alır.
Sıvının miktarı, konulduğu kabın alabileceği miktardan fazla ise sıvı kaptan taşar.
Süt, su, meyve suyu, kolonya, yağ ve cıva gibi
maddeleri sıvı maddelere örnek olarak verebiliriz.
Gaz Maddeler
Gaz maddelerin kendilerine has özellikleri vardır:
• Belirli bir şekli yoktur.
• Bulundukları kabı doldururlar.
• Bulundukları ortama yayılırlar. Buna örnek olarak
mutfakta pişen yemeğin kokusunun diğer odalara,
bacalardan çıkan dumanın çevreye, çiçek kokularının
etrafa yayılmasını verebiliriz.
• Sıkıştırılabilirler.
Dünya’mızın etrafını saran hava katmanı çeşitli gazlardan oluşur.
Tüp gaz, doğal gaz, balon içindeki hava, çakmak gazı gibi
maddeleri gaz maddelere örnek olarak verebiliriz.
Birçok madde birden fazla halde
bulunabilir. Katı, sıvı, gaz. Örneğin su sıvıdır. Isıtılırsa
buharlaşır ve gaz haline döner. Suyu
dondurursak buz haline döner ve buz
katıdır.
Maddelerin ısı etkisiyle bir halden başka
bir hale dönüşmesini hal değişimidenir.
Katı hâldeki bir maddenin ısı alarak sıvı hâle geçmesine erime denir.
Sıvı hâldeki bir maddenin ısı vererek katı hâle geçmesine ise donma adı verilir.
Sıvı hâldeki maddelerin ısı alarak gaz hâline geçmesine buharlaşma denir.
Isınma: Maddenin ısı alarak sıcaklığının
yükselmesine ısınma denir. Maddeler
güneş ısısı yada doğal yollarla (ateş, tüp)
ısınır. Deniz suyu havanın sıcaklığına göre
ısınır. Çaydanlıktaki suyu, tenceredeki
yemeği tüpgaz ile ısıtabiliriz. Isı akışı,
sıcak olan maddeden soğuk olan
maddeye doğru gerçekleşir.
Maddelerin sıcaklığını termometre ile
ölçeriz. Termometrenin içinde bulunan
civa maddesi ısı artınca yükselir, ısı
düşünce azalır. Sıcaklık birimi derecedir.
Soğuma: Maddenin ısı vererek
sıcaklığının düşmesine soğuma denir.
Maddeler güneş ısısı yada doğal yollarla
(buzdolabı, klima vs) soğur. Su, hava,
toprak kış mevsiminde ya da güneş
görmediği zaman soğur. Sıcak su açıkta
beklerse havanın ısısına eşit oluncaya
kadar soğur.
Erime: Katı maddelerin ısı alarak sıvı hale
geçmesine erime denir. Örneğin margarin
veya tereyağı ısıtılırsa erir. Kardanadam
güneş ısısını çok alırsa erir. Dondurma
havanın sıcaklığına göre çok çabuk erir.
Demir gibi katı maddeleri eritmek için çok
fazla ısıtmak gerekir.
Donma: Sıvı maddelerin ısı vererek katı
hale geçmesine donma denir. Örneğin
suyun buz haline gelmesi, havadaki
nemlerin soğuyarak dolu olması.Su, yağ,
süt, meyve suyu gibi sıvıların ısısı 0 (sıfır)
dereceye ulaşırsa donarlar.
Buharlaşma: Sıvı maddelerin daha fazla
ısı alarak gaz hale geçmesine buharlaşma
denir. Örneğin suyun kaynatılıp su buharı
olması, deniz suyunun güneş ısısıyla ısınıp
bulut olması buharlaşmadır. Suyun ısısı
arttıkça buharlaşma başlar. Su 100
dereceye ulaşınca hem kaynamaya ve
fokurdamaya hem de tamamen
buharlaşmaya başlar.
Saf Madde ve Karışım
Tek bir maddeden oluşan maddelere saf
madde denir. Saf su, toz şeker, tuz,
madenler, altın, bakır vs. saf
maddedir.
Birden fazla maddeden oluşan maddelere
karışım denir.
Limon, saf su ve şeker birer saf maddedir.
Limonata; şeker, su ve limonun karışımıyla
oluştuğu için karışımdır.
Salata bir
karışımdır.
Yemekler, dondurma, tost, kek, ekmek
gibi maddeler karışımdır. Bazı karışımlar:
Hava (oksijen, hidrojen, helyum, karbon)
gibi gazlar birlikte bulunur.
Deniz suyu (su ve tuzdan oluşur)
İçtiğimiz su ( İçinde klor, magnezyum,
çinko, sodyum, potasyum gibi mineraller
vardır)
Karışımları Ayırma Karışımları saf maddelere ayırmak için birçok yöntem kullanılır. Bunlardan bazıları eleme, süzme ve mıknatısla ayırma yöntemidir. Eleme: Katı maddeleri birbirinden ayırmak için eleme yöntemi kullanılır. Örneğin unun içindeki yabancı maddeleri ayırmak için elek kullanırız. Mıknatısla Ayırma: Toprağın kumun ya da birçok malzemenin içindeki demir parçalarını toplamak için mıknatıstan yararlanırız. Özellikle atık toplama merkezlerinde madenleri çöplerin içinden ayrıştırmak için büyük ve güçlü mıknatıslar kullanılır.
KARIŞIMLARIN EKONOMİK DEĞERİ
Karışımları ayırmanın ülke ekonomisine ve
kaynakların etkili kullanımına katkısı oldukça büyüktür.
Plastik, kâğıt, metal gibi bazı maddeler kullanıldıktan
sonra fabrikalarda işlenerek
tekrar kullanılabilir hâle getirilebilir.
Bu işleme geri dönüşüm adı verilir. Örneğin çöplerde diğer
atıklarla karışık olarak bulunan kâğıtlar ayrıştırılarak geri
dönüşüme kazandırılabilir. Böylece ham madde ihtiyacı için ağaçlar
kesilmeden eldeki kaynaklar kullanılmış olur. Bunun sonucunda hem
ormanlar korunmuş olur, hem de ülke ekonomisine
katkıda bulunulmuş olur.
Doğadaki kaynakların sınırsız değildir. Karışımları ayırmanın ve
ayrıştırılan maddeleri tekrar kullanmak çok önemlidir. Çünkü yeni
bir madde üretmek için kaynakların kullanılması, zaman ve para harcanması
anlamına gelir. Bunun yerine karışımları ayırarak elde edilen maddelerle bunların hepsinden
tasarruf yapılabilir. Geri dönüşümde kullanılacak maddeleri diğerlerinden ayırmak için
karışımları ayırma yöntemlerinden yararlanılabilir.
Plastik, cam, kâğıt gibi geri dönüştürülebilen atıkları çöpe değil geri
dönüşüm kutularına atabiliriz. Böylece zaman ve emek israfını önlemiş oluruz.
Yaşadığımız çevre canlı ve cansız varlıklardan oluşur. Bize düşen görev bu çevreyi korumaktır.
Karışımları ayırarak ve geri dönüşüme
kazandırarak gelecek nesillere ekonomik
olarak daha zengin bir ülke ve kaynakları
tüketilmemiş bir çevre bırakabiliriz. Böylece her canlının yaşama hakkına saygı
duyan, kendine ve ülkesine karşı sorumluluk bilincinde olan bireyler oluruz.