Anne baba ve çocuklardan oluşan toplumun en küçük yapısına aile denir. Anne, baba ve evlenmemiş çocuklardan oluşan aileye çekirdek aile denir. Anne, baba, çocukların yanında diğer akrabaların da bir arada yaşadığı aileye geniş aile denir. Genel olarak şehirlerde çekirdek aile; köylerde geniş aile yaygındır.
Toplumun en küçük yapısına denir.
Anne, baba ve evlenmemiş çocuklardan oluşan aileye aile denir.
Anne, baba, çocukların yanında diğer akrabaların da bir arada yaşadığı aileye aile denir.
Anne ve babamızın kan bağı olan
yakınlarına akraba deriz. Dede, nine, amca,
dayı, hala, teyze ve bunların çocukları bizim
akrabalarımız olur.
Bir kişinin geçmişte yaşamış ve
şimdi yaşayan tüm akrabalarını gösteren
çizelgeye soyağacı denir.
Ailemizin soyağacını oluştururken sözlü,
yazılı ve görsel kaynaklardan
yararlanırız.
Sözlü Kaynaklar:
Aile büyüklerimizin bize anlatması sonucu öğrendiğimiz bilgilerdir.
Sözlü kaynak ile bilgi edinme yöntemi:
1.Hazırlık yapılması,
2.Görüşme için soruların hazırlanması,
3.Görüşülecek kişilerin belirlenmesi,
4-Görüşmelerin yapılması, bilgilerin toplanması,
5.Bilgilerin düzenlenmesi.
Yazılı Kaynaklar:
Akrabalarımıza ait kimlik
belgelerinden, tapu bilgilerinden, ikamet
bilgilerinden, mektuplardan öğrendiğimiz
bilgilerdir. Ailemize ve geçmişte yaşayan
tüm akrabalarımıza ait kayıtlar nüfus
müdürlükleri tarafından tutulmaktadır.
Nüfus müdürlüğünden ve e-devlet yoluyla
soyağacımızı öğrenebiliriz.
Görsel Kaynaklar:
Fotoğraflardan ve mezar
taşlarından da soyağacı bilgilerine
ulaşabiliriz.
Ailesinin geçmişini araştırmak isteyen bir kişinin Nüfus Müdürlüğü'ndeki kayıtlara bakması kaynak yöntemidir.
MİLLİ KÜLTÜRÜMÜZ
Bir toplumun nesilden nesle aktardığı
maddi ve manevi ortak değerlere kültür
deriz. Kültürel değerlerimiz bize
atalarımızdan kalan miraslardır. Bizler de
atalarımızdan gelen kültürel değerlerimizi
çocuklarımıza aktararak milli kültürümüzü
korumak zorundayız.
Kültür öğelerimiz bölgeden bölgeye
değişiklik gösterebilir.
Milli kültürümüzü oluşturan öğeler şunlardır:
Mimari Yapılar: Atalarımızın çok önceden
yaptığı tarihi eser özelliğine sahip cami,
türbe, müze, evler, kervansaray, kaleler,
köprüler, medrese, külliye, hamam vs.
Yemekler ve İçecekler:
Milli kültürümüze
ait birçok yiyecek, yemek ve içecek vardır.
Mantı, sarma, yoğurt, bulgur pilavı, köfte,
kebap, çorbalar, tarhana, baklava, kebap,
turşu, etli ekmek, künefe, pastırma, ayran
milli kültür ögelerimizden en bilinen
yiyecek ve içeceklerdir.
Hamburger, kola, cips, pizza, suşi gibi
yiyecek ve içecekler yabancı kültürlere
aittir.
Masallar, Hikâyeler ve Kahramanlar:
Dede Korkut Hikâyeleri, Köroğlu, Keloğlan,
Nasreddin Hoca, Karagöz ve Hacivat, Temel,
Kara Murat, Battal Gazi,
Malkoçoğlu, Kemal Sunal milli kültür öglerimizdir.
Şirinler, Süpermen, Örümcek Adam, Sünger
Bob, Temel Reis, Pinokyo gibi çizgi film kahramanları
yabancı kültürlere aittir.
( "Temel" ismi karadeniz
bölgesinde çok kullanılan, fıkralarda çokça bahsedilen
yöresel bir isim olarak milli kültür ögelerimizdendir.
Ancak "Temel Reis" başka ülkelerden ülkemize geçen bir
çizgi film karakteridir.)
Bayramlar:
Milli bayramlarımız, Hıdrellez,
Nevruz milli kültürümüze aittir.
Cadılar Bayramı ve Noel Bayramı, Paskalya
Bayramı yabancı kültürlere aittir.
Ramazan Bayramı ve Kurban Bayramı dini
bayram olduğundan ve Müslüman ülkelerde
kutlandığı için milli kültürümüze ait
olmuştur.
Gelenek ve Görenekler:
Asker uğurlama,
gelin alma, kına gecesi, düğünlerimiz, sünnet
düğünü, bayramlaşma, hediyeleşme, cenaze
ve taziye milli kültürümüzün en önemli
öğelerindendir. Geleneklerimiz ilden ile,
köyden köye değişiklik
gösterebilir.
El Sanatları:
Dokumacılık, bakırcılık,
nalbantlık, kalaycılık, semercilik, ebru,
kilimcilik, çini, dantel, milli kültürümüze ait
el sanatlarımızdan bazılarıdır. El
sanatları günümüzde teknolojinin ilerlemesi
nedeniyle giderek yok olmaya başlamıştır.
Halkoyunları ve Kıyafetler:
Her bölgenin kendine has halk oyunu ve kıyafetleri vardır.
Halk oyunları festivallerde, düğünlerde,
tören ve kutlamalarda oynanır.
Çocuk Oyunları:
Saklambaç(karaguni), çelik çomak,
körebe, yakan top, tombik, mendil kapmaca,
mangala, üç taş, beş taş, dokuz taş(dalye), topaç
birdirbir milli kültürümüze ait oyunlardır.
Ata Sporları:
Güreş, cirit, çevgen, okçuluk,
gökbörü, matrak, binicilik...
Müzik ve Müzik Aletleri:
Saz, kemençe,
kopuz, zurna, kaval, davul, tef gibi müzik
aletleri günümüzde kullanılmaya devam etmekte olup, atalarımız da düğünlerde ve
eğlencelerde kullanmışlardır.
Bizi diğer milletlerden ayıran kıyafetler,
sanat eserleri, dilimiz, dinimiz, ninniler,
türküler, atasözleri, gölge oyunu gibi birçok
milli kültür öğeleri vardır.
Milli kültür toplumu bira arada tutar.
Birlikte yardımlaşmayı ve toplumun güçlü
olmasını sağlar. Bu nedenle kuşaktan kuşağa
aktarılan milli kültür öğelerimizi tanımalıyız,
günlük hayatımızda ve önemli günlerimizde
kullanmalı değer vermeliyiz.
Toplumun nesilden nesile aktrılan değerlerine denir.
ATATÜRK ve KURTULUŞ SAVAŞI
TRABLUSGARP SAVAŞI
Tarih: 1911
Savaşan Devletler: Osmanlı Devleti – İtalya
Savaşın Nedeni: İtalya’nın, güçsüz duruma düşen Osmanlı
topraklarını almak istemesi.
Not: Osmanlı Devleti Trablusgarp’a (Libya) asker
gönderecek durumda değildi. Bu nedenle bu savaşa
gönüllü olan subaylar katılmıştır. Mustafa Kemal’de
gönüllü olan subayların arasındadır. Bu onun
vatanseverliğini göstermektedir.
Mustafa Kemal ve arkadaşları Tobruk ve Derne’de
başarılı savunma savaşları yaptılar ve İtalya’nın
daha fazla ilerlemesine engel oldular.
Mustafa Kemal’in katıldığı ilk savaş Trablusgarp Savaşı’dır.
Trablusgarp Savaşı, Mustafa Kemal’in ilk askeri başarısıdır.
Trablusgarp Savaşı’ndaki başarılı savunmasından dolayı
Mustafa Kemal’e binbaşı rütbesi verildi.
Savaşın sonucu: Savaşı Osmanlı Devleti kaybetti,
İtalya kazandı.
Bu savaşı sonunda İtalya ile Uşi Antlaşması yapıldı.
Uşi Antlaşması’na göre
Trablusgarp ve Bingazi İtalya’ya verildi.
Mustafa Kemal’in ilk görev yeri Şam
(Şimdiki Suriye’nin başkenti)'dır.
Mustafa Kemal'in subay olarak ilk görev yeri 'dır.
I. DÜNYA SAVAŞI (1914 – 1918)
İTTİFAK DEVLETLERİ
• Osmanlı Devleti
• Almanya
• Avusturya- Macaristan
• Bulgaristan
Bulgaristan başlangıçta İtilaf
Devletleri’nin yanında savaşırken
daha sonra İttifak devletlerine
katılmıştır.
İTİLAF DEVLETLERİ
• İngiltere
• Fransa
• Rusya
• İtalya
• ABD
• Japonya
• Yunanistan
Yunanistan başlangıçta değil sonradan
İtilaf devletlerine katılmıştır.
Rusya 1917 yılında savaştan çekilmiştir.
ÇANAKKALE SAVAŞI
Tarih:18 Mart 1915 (Çanakkale Zaferi'nin tarihi)
Savaşan Devletler:
İngiltere ve Fransa – Osmanlı Devleti'ne karşı savaşmıştır.
Savaşın Nedenleri:
Osmanlı Devleti’nin topraklarının paylaşılmak istenmesi
İngiltere ve Fransa’nın, Çanakkale Boğazı’ndan geçerek
İstanbul’u almak istemeleri
19. Tümen komutanı Yarbay Mustafa Kemal ve
arkadaşları düşman askerlerinin ilerleyişini
durdurmayı başardı. Bu savaşta 500 000’den
fazla insan hayatını kaybetmiştir.
Savaşın sonucu: İngiltere ve Fransa geri
çekilmiştir.
Çanakkale Cephesi, Osmanlı Devleti’nin
I. Dünya Savaşı’nda düşmanı püskürtmeyi
başardığı tek cephedir.
Not: Çanakkale Savaşı, I.Dünya Savaşı’nın
parçası olan bir savaştır. Bu savaşta
itilaf ve ittifak devletleri savaşmıştır.
Mustafa Kemal’e Çanakkale Savaşı’nda
gösterdiği üstün kahramanlıktan ötürü
albay rütbesi verilmiştir.
MONDROS ATEŞKES ANTLAŞMASI
Tarih: 30 Ekim 1918
Antlaşmanın Önemi:
Osmanlı Devleti I. Dünya Savaşı’nda başarı
gösterdiği halde birlikte savaştığımız
devletler yenildiği için biz de yenilmiş sayıldık.
Savaşın sonucunda Osmanlı Devleti, Mondros Ateşkes Antlaşması ’nı
imzalayarak I. Dünya Savaşı’ndan çekilmiştir.
Bu antlaşmanın bazı maddeleri şunlardır:
Çanakkale ve İstanbul Boğazları İtilaf devletlerine açılacak.
Osmanlı ordusu terhis edilecek (dağıtılacak).
Bütün demiryolu ve haberleşme araçları itilaf devletlerinin kontrolü altına girecek.
Bu antlaşmanın 7. maddesine göre; galip devletler güvenliklerini
sağlamak için istedikleri yerleri işgal edebilecek. (Antlaşanın en ağır maddesi 7.maddedir)
Mondros Ateşkes Antlaşması’nın Önemi:
• Bu antlaşma ile Osmanlı Devleti bağımsızlığı kaybetti.
• Savaşı kazanan itilaf devletleri bu antlaşmaya dayanarak yurdumuzu işgal etmeye başladılar.
Mondros Ateşkes Antlaşması’na göre
hangi ülke nereyi işgal etti?
İngilizler: Antep, Urfa, Maraş, Musul
Fransızlar: Hatay (Dörtyol), Adana
İtalyanlar: Antalya, Konya
Yunanlılar: İzmir, Manisa, Muğla, Aydın
Önemli Not: Mustafa Kemal İstanbul’un ve
Anadolu’nun işgalleri karşısında ümidini kaybetmedi.
Kurtuluşa olan inancını şu sözlerle ifade etti:
"Geldikleri gibi giderler."
MUSTAFA KEMAL’İN SAMSUN’A ÇIKMASI VE MİLLİ MÜCADELENİN BAŞLAMASI
Yurdumuzun işgal altında olduğunu gören Mustafa Kemal, bir şeyler
yapılması gerektiğini farkındaydı. O sıralarda Samsun ve çevresindeki
Rumların Türklere karşı saldırıları artmıştı. Osmanlı Devleti,
Samsun ve çevresindeki karışıklığı önlemesi için
Mustafa Kemal’i 9. Ordu Müfettişliği’ne atadı.
Mustafa Kemal de zaten Anadolu’ya geçmek için
fırsat bekliyordu. Mustafa Kemal 19 Mayıs 1919’da Bandırma Vapuru
ile Samsun’a gitti.
Mustafa Kemal, bu hareketiyle milli bilinci uyandırmaya çalıştı.
Mustafa Kemal’in Samsun’a çıkması Kurtuluş Savaşı’nın (Milli Mücadelenin) başlangıcı sayılır.
Mustafa Kemal sırasıyla aşağıdaki illeri gezerek genelgeler yayımlamış ve kongreler (toplantılar) yapmıştır.
HAVZA GENELGESİ (BİLDİRİSİ)
Mustafa Kemal, Samsun’dan Havza’ya geçmiş ve burada bir
miting (toplantı) düzenlemiştir.
Bu toplantıda şu kararlarlar alınmıştır:
Bütün Anadolu’da işgalleri protesto
eden mitingler yapılmasını istemiştir.
İstanbul hükümetine protesto
telgrafları çekilmiştir.
Not1: İşgallere karşı
ilk direniş Dörtyol’da yapılmıştır.
Silahlanan halk, Fransızlara karşı
büyük bir direniş göstermiştir.
Not2: İzmir’in Yunanlılar
tarafından işgali sırasında ilk
kurşunu sıkan Hasan Tahsin şehit
edilmiştir.
AMASYA GENELGESİ (22 Haziran 1919)
Havza’dan Amasya’ya geçen Mustafa Kemal burada yayınladığı genelge ile:
Vatanın bütünlüğü, milletin bağımsızlığı tehlikededir.
İstanbul hükümeti üzerine düşen görevi yerine getirememektedir.
Milletin bağımsızlığını yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır.
Milletin haklarını savunmak için milli bir heyetin kurulması gerekir.
Sivas’ta milli bir kongre toplanacaktır.
Bu kongreye halkın güvenini kazanmış kişiler seçilip, temsilci olarak gönderilmelidir.
Amasya Genelgesi’nin Önemi:
Kurtuluş Savaşı’nın gerçekleri ortaya konmuştur.
İlk defa milli egemenlik ve milli bir kuruldan (heyettten) bahsedilmiştir.
Kurtuluş Sanaşı’nın yöntemi belirlenmiştir.
İlk defa padişah ve hükümetin sorumluluğunu yerine getiremediği ilan edilmiştir.
Not: Amasya Genelgesinden sonra Mustafa Kemal İstanbul Hükümeti tarafından İstanbul’a
çağırılmıştır. Bu çağrılara uymayan Mustafa Kemal, çok sevdiği askerlik görevinden istifa ederek
mücadeleye sivil olarak devam etmiştir.
ERZURUM KONGRESİ (23 Temmuz 1919)
İtilaf Devletleri, Doğu Anadolu’yu Ermenilere vermeyi planlamışlardı.
Erzurum Kongresi, Ermenilere karşı bütünlüğü sağlamak ve Doğu Anadolu’nun
güvenliğini sağlamak amacıyla toplanmıştır. Erzurum Kongresi’ne
Doğu Anadolu’dan gelen temsilciler katıldı. Kongre başkanlığına oy birliği
ile Mustafa Kemal seçildi.
Erzurum Kongresi’nde şu kararlar alındı:
Milli (ulusal) sınırlar içinde vatan bir bütündür, bölünemez.
Manda ve himaye kabul edilemez.
Her türlü yabancı işgal ve müdahaleye karşı millet birlikte karşı koyacaktır.
Vatanın bağımsızlığının korunmasına Osmanlı Hükümeti’nin gücü yetmezse geçici
bir hükümet kurulacaktır.
Temsil Heyeti seçilecektir.
Not: Kongre sonunda Temsil Heyeti oluşturuldu ve başkanlığına Mustafa Kemal seçildi.
Erzurum Kongresi’nin Önemi:
• Erzurum kongresi toplanma bakımından bölgesel, aldığı kararlar yönünden ulusal (milli) bir kongredir.
• Erzurum Kongresi ile ilk kez vatanın bir bütün olduğundan ve parçalanamayacağından bahsedilmiştir.
SİVAS KONGRESİ (4 Eylül 1919)
Sivas Kongresi, Mustafa Kemal’in Amasya Genelgesi’nde yaptığı çağrı
üzerine toplanmıştır. Bu kongreye Türkiye’nin her tarafından seçilmiş
olan temsilciler katılmıştır. Kongre başkanlığına yine Mustafa Kemal
seçilmiştir. Osmanlı Hükümeti, bu kongrenin toplanmasını engellemeye
çalıştı fakat başaramadı.
Sivas Kongresi’nde şu kararlar alınmıştır:
• Erzurum Kongresi’nde alınan kararlar aynen kabul edilmiştir.
• Ülkemizin çeşitli yerlerindeki Milli Cemiyetler birleştirildi
(Anadolu ve Rumeli Müdafa-i Hukuk Cemiyeti)
Sivas Kongresi’nin Önemi:
• Sivas Kongresi’ne ülkenin her yerinden gelen temsilciler katıldığı için ulusal (milli) bir kongredir.
• Tam bağımsızlık benimsenmiştir.
• Yeni Türk devletinin temelleri atılmıştır.
TBMM’NİN AÇILMASI (23 NİSAN 1920)
İşgal devletlerinin Mondros Ateşkes Antlaşması’na dayanarak İstanbul’u
resmen işgal etmesi üzerine Mebusan Meclisi kapatıldı. Bunun üzerine
Mustafa Kemal, padişahın işgal devletlerinin baskısında olmasından
dolayı Milli Mücadele’nin İstanbul’dan yürütülemeyeceğinin anladı ve
işgal edilmemiş olan Ankara’da 23 Nisan 1920’de TBMM’yi
(Türkiye Büyük Millet Meclisi) büyük bir törenle açtı.
TBMM’nin açılmasıyla:
• Ankara, Milli Mücadele’nin merkezi haline geldi.
• Milli (ulusal) egemenliğe dayalı yeni Türk devleti fikri doğmuş oldu.
• Düzenli ordu kurulması kararı alındı.
SEVR BARIŞ ANTLAŞMASI (10 AĞUSTOS 1920)
Osmanlı Devleti ile İtilaf Devletleri arasında imzalanan
Sevr Barış Antlaşması’na göre ülke toprakları düşmanlar
tarafından paylaşılıyor, Türklere yaşayacak küçük bir alan
bırakıyordu. TBMM, bu anlaşmayı şiddetle reddetmiş ve kabul
etmemiştir.
Not: Kurtuluş Savaşı’nı kazandığımız için işgal devletleri
bu antlaşmayı uygulayamamışlardır.
KURTULUŞ SAVAŞI (İSTİKLAL HARBİ)
İtilaf Devletleri Mondros Ateşkes Antlaşması’nın 7. maddesine
dayanarak yurdumuzu işgal etmeye başlamışlardır. Bu durumdan
kurtulmak için Kurtuluş Savaşı (istiklal Harbi) başlatılmıştır.
KURTULUŞ SAVAŞINDA CEPHELER
Doğuda Ermeniler
Güneyde Fransızlar
Batıda Yunanlılar
1 Doğu Cephesi (2 Aralık 1920):
Komutanı: Kazım Karabekir
Savaşılan Devlet: Ermeniler
I.Dünya Savaşı’ndan sonra galip devletler
(İtilaf Devletleri) Doğu Anadolu’yu Ermenilere
vermek istediler. Ermeniler de 1920’de savaşı
başlattı. Doğu Cephesi’nin komutanı Kazım Karabekir
ve askerleri buradaki savaşı kazandılar ve
Ermeniler barış istemek zorunda kaldılar.
Savaşın Sonucu:
• TBMM ile Ermenistan arasında Gümrü Antlaşması
imzalandı ve Güney Cephesi’ndeki savaşlar sona erdi.
• Gümrü Antlaşması, TBMM hükümetinin uluslararası alanda
imzaladığı ilk antlaşmadır.
• Gümrü Antlaşması ile Ermeniler, TBMM Hükümeti’ni tanımış oldular.
• Gümrü Antlaşması ile Kars ve çevresi düşmandan kurtulmuştur.
2 Güney Cephesi:
Savaşılan Devlet: Fransızlar
Savaşın Komutanı: Gönüllü askerler, sıradan halk..
Mondros Ateşkes Antlaşması’na göre İngilizler güney
illerimiz olan Maraş, Antep ve Urfa’yı işgal ettiler.
Daha sonra buraları Fransızlara bıraktılar.
Fransızlar, bu şehirleri işgal ederken
Ermenilerden de yardım aldılar. Bunun üzerine
bu illerdeki halk Kuvayi Milliye Birlikleri
(Halkın kendi oluşturmuş olduğu düzensiz askeri birlikler)
oluşturarak Fransızları geri püskürttüler. Halkın bu
kahramanca savaşı karşısında Fransızlar geri çekildi.
Savaşın Sonucu:
• Güney Cephesi’ndeki savaşlar, 20 Ekim 1921’de Fransızlarla
imzalanan Ankara Antlaşması ile sona erdi.
• Fransızlar, yapılan Ankara Antlaşması’ndan sonra
25 Aralık 1921’de Antep, daha sonra da Adana’dan ayrıldılar.
Not: Halkın kahramanca yaptığı bu savaşlardan sonra,
Urfa’ya ‘’şanlı’’ , Antep’e ‘’gazi’’ ve Maraş’a ‘’kahraman’’
unvanları verildi.
Urfa Şanlıurfa
Antep Gaziantep
Maraş Kahramanmaraş
3 Batı Cephesi (15 Mayıs 1919 – 9 Eylül 1922)
Savaşılan Devlet: Yunanlılar
Yunanlılar, İtilaf Devletleri’nin desteği ile Batı Anadolu’daki
şehirlere saldırdılar. Batı Cephesi’ndeki savaşlar
Yunanistan’ın İzmir ve çevresini İşgal etmesiyle başladı.
Bölge halkı, Kuvayi Milliye birlikleri oluşturarak Yunanlıların
ilerleyişini durdurmaya çalıştılar. Bazı başarılar elde edilse de
istenilen sonuç alınamadı. Düzenli ordunun kurumasıyla Yunanlıların
ilerleyişi durduruldu.
Not: Düzenli ordu ile ilk savaşlar Batı Cephesi’nde yapılmıştır.
Batı Cephesinde Yapılan Savaşlar Şunlardır:
A. I. ve II. İnönü Savaşları
(6-10 Ocak 1921 – 26 Mart-1 Nisan 1921)
Komutanı: İsmet İnönü
• I. İnönü Savaşı, düzenli ordunun ilk başarısıdır.
• II. ve II. İnönü Savaşları’nı Yunanistan kaybetti.
• Bu zaferle TBMM Hükümeti’nin gücü arttı.
• I. ve II. İnönü Savaşları’nın ardından halkın düzenli
orduya güveni arttı ve moraller yükseldi.
• Kurtuluş azmi ve umudu güçlendi.
Not: Mustafa Kemal, Batı Cephesi Komutanı
İsmet Paşa’ya elde ettiği bu başarısından dolayı
şöyle bir kutlama telgrafı çekti: ‘’Siz orada yalnız
düşmanı değil, milletin ters giden talihini de yendiniz.’’
Not: II. ve II. İnönü Savaşları’nda gösterdiği
başarıdan dolayı Soyadı Kanunu çıkınca İsmet Paşa’ya ’’İNÖNÜ’’
soyadı verilmiştir.
B. Sakarya Meydan Muharebesi (Savaşı)
Tarih: 23 Ağustos 1921 – 13 Eylül 1921
Komutanı: Mustafa Kemal
Yunanlılar, 10 Temmuz 1921’de yeniden hücuma geçti.
Mustafa Kemal ordumuzu Sakarya Nehri’nin doğusuna çekti.
Ordumuzun geri çekilmesiyle Kütahya, Eskişehir ve Afyon,
Yunanistan’ın eline geçti. Türk ordusu daha fazla kayıp
vermemek için Sakarya Irmağı’nın doğusuna çekildi.
Bu zor durum karşısında Mustafa Kemal TBMM’den
Başkomutanlık yetkisini aldı.
Ordumuz çok zor durumda olduğu için halkın orduya yardım etmesi
gerekliydi. Bunun için Mustafa Kemal,
Tekâlif-i Milliye (Milli Yükümlülükler) emirlerini yayımladı.
Bu emirlere göre:
• Her aile birer kat çamaşır, birer çorap ve çarık verecek.
• Ülkenin sahipsiz olan malları alınacak.
• Halk, elindeki silahları, 3 gün içinde orduya teslim edecek.
• Halkın elindeki arabalara ve hayvanlarının %20’sine el konulacak.
Bu emriler ile halktan orduya yardımlar gelmeye başladı.
Ordumuz savaş için gereken hazırlıklarını tamamladı.
23 Ağustos 1921’de Yunan ordusu saldırıya başladı.
22 gün ve 22 gece süren savaşı Mustafa Kemal’in
komutanlığını yaptığı Türk ordusu kazandı.
Savaşın Sonucu:
• Sakarya zaferi ile Yunan ordusu saldırı pozisyonundan savunmaya geçmiştir.
• Sakarya Savaşı’ndaki kahramanlıklarından dolayı Mustafa Kemal’e
’’Gazi’’ unvanı ve ’’Mareşal’’ rütbesi verildi.
C. Büyük Taarruz (Başkomutanlık Meydan Muharebesi) 30 Ağustos 1922
Komutanı: Mustafa Kemal
Mustafa Kemal Sakarya Zaferi’nin ardından yeni
bir savaşın hazırlıklarına başladı. Orduyu güçlendirdi.
30 Ağustos 1922’de taarruz (savaş) emrini verdi.
Yunan birlikleri Dumlupınar’da kuşatıldı ve büyük bir yenilgiye uğratıldı.
Büyük Taarruz Savaşı tarihte, Başkomutanlık Meydan Muhaberesi diyerek de adlandırılır.
Bu savaş, Yunan ordusunun ağır yenilgisiyle sonuçlandı.
Savaşın kazanılmasının ardından Mustafa Kemal: ‘’Ordular ilk
hedefiniz Akdeniz’dir, ileri’’ emrini verdi.
Bu emri alan ordularımız 9 Eylül 1922’de İzmir’e girdi.
Yunanlıları denize döktü. Böylece İzmir düşman
işgalinden kurtulmuş oldu. Buradaki düşmanlar yenilgiye
uğratıldıktan sonra ordumuz Boğazlara ve İstanbul’a doğru
yola çıktı. Türk ordusuyla savaşı göze alamayan İngiltere,
Fransa ve İtalya Türk Hükümeti’ne ateşkes teklifinde bulundu.
Bunun üzerine Mudanya Ateşkes Antlaşması imzalandı.
CUMHURİYET’İN İLANI
Kurtuluş Savaşı’nın kazanılmasından sonra artık yeni
devletimizin başkentini ve yönetim biçimini belirlemeye sıra gelmişti.
13 Ekim 1923’te çıkarılan bir yasayla Ankara başkent oldu.
Yeni kurulan devlete yakışan en güzel yönetim şeklinin Cumhuriyet
olduğuna karar verildi ve 29 Ekim 1923’te Cumhuriyet ilan edildi.
Mustafa Kemal Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk cumhurbaşkanı seçildi.
İlk başbakan ise İsmet İnönü oldu.
23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı
19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı
30 Ağustos Zafer Bayramı
29 Ekim Cumhuriyet Bayramı
Mustafa Kemal’in Kazandığı Rütbe ve Unvanlar
Trablusgarp Savaşı: Binbaşı
Balkan Savaşları: Yarbay
Çanakkale Savaşları: Albay
Sakarya Meydan Muharebesi: Mareşal – Gazi
Kurtuluş Savaşı Bazı Önemli Olayların Kronolojik Sırası:
Trablusgarp Savaşı – 1911
Çanakkale Savaşı – 18 Mart 1915
Mondros Ateşkes Antlaşması – 30 Ekim 1918
Atatürk’ün Samsun’a çıkması – 19 Mayıs 1919
Amasya Genelgesi – 22 Haziran 1919
Erzurum Kongresi – 23 Temmuz -7 Ağustos 1919
Sivas Kongresi – 4-11 Eylül 1919
TBMM’nin açılması – 23 Nisan 1920
I. İnönü Savaşı – 6-10 Ocak 1921
2. İnönü Savaşı – 26 Mart-1 Nisan 1921
Sakarya Meydan Muharebesi – 23 Ağustos-13 Eylül 1921
Büyük Taarruz (Başkumandan Meydan Muharebesi) – 30 Ağustos 1922
İzmir’in Kurtuluşu – 9 Eylül 1922
Mudanya Ateşkes Antlaşması – 11 Ekim 1922
Lozan Barış Antlaşması – 24 Temmuz 1923
Ankara’nın başkent olması – 13 Ekim 1923
Cumhuriyet’in ilanı – 29 Ekim 1923
HASAN TAHSİN(1888-1919)
Hasan Tahsin’in asıl adı Osman NEVRES’tir.
Hukuk-u Beşer gazetesinde yazardır.
Selanik’te doğmuştur.
Batı Cephesindeki İzmir’e 15 Mayıs 1919’da asker çıkaran Yunanlılar’a ilk kurşunu sıkmıştır.
Orada şehit edilmiştir.
ŞAHİN BEY(1877-1920)
Asıl adı Mehmet Sait’tir.
Birçok cephe ve savaşta bulunmuş, yiğitçe düşmana karşı durmuştur.
Antep’in Fransızlar tarafından işgal edilmesi üzerine Kilis Kuvay-ı Milliye
komutanı olarak savaşmıştır.
Fransızlar’ın Antep’e yardım göndermesine uzun süre mani olmuştur.
Antep’i savunurken şehit oldu.
Sütçü imam (1884-1922)
Maraşlı olan Sütçü İmam’ın adı Ali’dir.
İmamlık yaparken aynı zamanda da süt sattığı için bu adı almıştır.
Fransız askerlerinin Maraş’ı işgaline ve bazı kadınları rahatsız
etmelerine dayanamayıp, o askerleri öldürerek şehrin dışın çıkmıştır.
Fransız askerlerinin şehirden çıkarılması için savaşmıştır.
YÖRÜK ALİ EFE (1895-1951)
Aydın doğumludur.
Aydın’da Kuvay-ı Milliye birliğini kurmuş ve silahlı
direnişi işgale gelen Yunanlılar’a karşı başlatmıştır.
Halkta,birçok efenin direnişe katılmasına öncülük etmiştir.
SEYİT ONBAŞI (1889-1939)
Adı Seyit Ali ÇABUK’tur. Balıkesir’de dünyaya gelmiştir.
İri yarı çok güçlü olan Koca Seyit Çanakkale Kilitbahir’de
topçu eri olarak göreve başladı. 18 Mart 1915’te İngilizler
Çanakkale Boğazı’nı zorluyorlardı. Koca Seyit 276 kg mermiyi
topa yerleştirdi ve vurduğu gemi Ocean’ı batırdı. Bu olay
Çanakkale Savaşı’nın seyrini değiştirmiş ve savaşın kazanılmasını
sağlamıştır.
ŞERİFE BACI (1898-1921)
Şerife Bacı 1921 yılının çetin kış şartlarının
hüküm sürdüğü ilk aylarında sırtında çocuğu,
önünde kağnısı ile İnebolu'dan Kastamonu'ya cephane
taşırken, Kastamonu Kışlası önüne kadar gelmiş,
mermileri ve çocuğunu korumak uğruna donarak şehit
olmuştur. Fırtına ve tipinin sabahında Kastamonu
kışlasından çıkan devriye ekibi bir bebeğe ait olan
ağlama sesini takip ettiklerinde sahibi donmuş
bir kağnıyla karşılaştılar. Kağnıda üzerileri
kardan etkilenmemesi için bir battaniyeyle
örtülmüş cephane ile cephanelerin arasındaki
kuru otlara yatırılmış bir bebek ile karşılaşmışlardır.
Yapılan incelemeler sonucunda şehit olan kadının bir gece
önceki tipide kaybolan Şerife Bacı olduğu tespit edilmiştir.
GÖRDESLİ MAKBULE (1902-1922)
Makbule Hanım henüz 1 yıllık evli iken eşiyle birlikte Milli Mücadele’ye katıldı.
1919 Mayıs ayında Yunanlılar’ın İzmir’i işgalini önlemek için eşi
Halil Efe ile Batı cephesi’nde çetelerle, düşmanı zorlayan faaliyetlerde bulundu.
Milli Mücadele sırasında düşman tarafından şehit edildi.
ONBAŞI NEZAHAT
Adı Nezahat BAYSEL’dir.
Albay Hafız Halit Bey düşmana karşı savaşırken eşi vereme kurban gitmiş ve
İstanbul işgal altında bulunduğu için cepheye küçük kızını da götürmüştür.
ilk cepheye gittiğinde 9 yaşındaydı. 12 yaşına kadar hayatı böyle geçti.
İnönü savaşı sonrasında cesur kimliği ile Ahmet Derviş Paşa onu onbaşılığa yükseltti.
ERZURUMLU KARA FATMA (1888-1995)
Erzurum’da doğmuş ve asıl adı da Fatma Seher ERDEN’dir.
Savaş sırasında ailesindeki tüm kadınlar ile birlikte Ermeniler’e karşı savaştı.
Kocası savaşta şehit oldu ancak Kara Fatma M.Kemal ile görüşmek için Sivas’a gitti,
onun izni ile Batıcephesi’nde Yunan’a karşı savaştı.
Üsteğmen olarak emekli olduğunda emekli maaşını istemedi ve Kızılay’a bağışladı.
TAYYAR RAHMİYE HANIM (1890-1920)
Adanalı Rahmiye Hanım 1920 yılında Fransızlar’a karşı savaşmıştır.
Cephedeki erlere “ben kadın olduğum halde ayaktayım siz sürünmeye utanmıyor musunuz?” diyerek onları cesaretlendirmiştir.
Arkadaşlarını kurtarmaya çalışırken şehit düşmüştür.
HALİDE ONBAŞI (1884-1964)
Asıl adı Halide Edip ADIVAR’dır.
İstanbul halkını milli mücadele için cesaretlendirmeye çalışan konuşmalar yapmıştır.
Kurtuluş Savaşı’nda M.Kemal’in yanında görev yapmıştır.
Aynı zamanda gazeteci ve yazardır.