YAŞADIĞIMIZ YER
Çevre, insan ve diğer canlıların içinde yaşadığı ortamdır.
Yaşadığımız çevreyi tanıyıp bilirsek işlerimizi daha kolay
ve çabuk görürüz. Çevremize uyum sağlamamız kolaylaşır. Oyun,
spor alanları, alışveriş, eğlence alanları yakın çevremizde
bulunan yerlerden bazılarıdır. Çevremizde bulunan yerleri ya da
nesnelerin yerini tanımlamak için adres bilgilerinden yararlanılır.
Bu yerlerin ya da nesnelerin kendimize göre konumunu da yönlerle ifade ederiz.
Yönler
Bulunduğumuz konumu veya bize sorulan
başka bir yeri tarif ederken yönlerden yararlanırız.
Tarif ederken de marketin arkasında, parkın
ilerisinde sağda, okulun solunda gibi ifadeler
kullanarak tarif ederiz. Ancak kullandığımız bu
ifadeler kişiden kişiye değişir. Örneğin, bize göre
sağda olan nesne, karşımızdaki kişinin sol
tarafındadır. Bu nedenle, bir yerin konumunu tarif
ederken herkes için değişmez kavramların
kullanılması gerekir.
Konum: Yeryüzündeki bir noktanın yakın
veya uzak çevresindeki belirli bir unsurlara göre
durumu demektir.
Çevremizdeki bir yerin konumunu belirlerken;
Yönlerden,
Çevremizdeki doğal ve beşeri unsurlardan
faydalanırız.
Yön, bulunduğumuz noktaya göre bir yerin bulunduğu taraftır.
Yönler, Güneş'in doğuşuna ve batışına göre belirlenir.
Ana yönler; Doğu, batı, kuzey ve güneydir. Doğu, Güneş'in doğduğu,
batı ise Güneş'in battığı yöndür.
Ara yönler; Kuzeydoğu, kuzeybatı, güneydoğu ve güneybatıdır. Ana yönlerin tam ortasında kalan yönlerdir.
Komşu ana yönlerin adları birleştirilerek adlandırılır.
Yönler günlük hayatta dağcılık, denizcilik ve havacılık gibi pek çok alanda kullanılır.
Kuzey ile Doğu arası: Kuzeydoğu
Güney ile Doğu arası: Güneydoğu
Kuzey ile Batı arası: Kuzeybatı
Güney ile Batı arası: Güneybatı
Not: Yönümüzü belirtirken sadece ana yönleri
kullanmak yeterli değildir. Çünkü belirtmek
istediğimiz bir yer her zaman ana yönler
doğrultusunda bulunmayabilir. Bunun için ara yönler
kullanılır.
YÖN BULMA YÖNTEMLERi
Pusula ile Yön Bulma
Pusula saate benzer, ortasında hareketli metal
bir ibre bulunan, yön bulmada kullanılan bir alettir.
Bu metal ibrenin ucu her zaman kuzeyi gösterir.
Pusula ile kuzeyi bulup yüzümüzü kuzeye dönersek,
arkamız güney, sağımız doğu solumuz batı olur.
Yanımızda pusula varsa o zaman en doğru ve
en kolay bir biçimde yönümüzü bulabiliriz.
Pusulayı günün her vaktinde ve her yerde kullanabiliriz.
Pusulayı kullanırken onun yatay durumda olmasına ve yanında ibresini etkileyecek bir maddenin
(demir,mıknatıs, çelik vb.) bulunmamasına dikkat edilmelidir.
Pusulayı Çinliler bulmuştur. Daha sonra Araplar
tarafından kullanılmıştır. İtalyanlar Araplardan
öğrenerek pusulayı tüm Avrupa’ya tanıtmışlar.
Batıda pusulanın bulunması gemiciliğin gelişmesini ve
başta Amerika Kıtası olmak üzere birçok yerin
keşfedilmesini sağlamıştır.
Kutup Yıldızı ile Yön Bulma
Gökyüzünün bulutsuz, açık olduğu bir gecede Kutup
Yıldızı yardımıyla yönümüzü bulabiliriz. Kutup Yıldızı
gökyüzünde yer değiştirmeyen parlak bir yıldızdır ve
her zaman kuzeyi gösterir. Kutup Yıldızı’nı bulmak
için Büyük Ayı Takım Yıldızı’nın tava şeklindeki
bölümünün uçlarında bulunan iki yıldız arasındaki
mesafenin yaklaşık 5 katı ilerlenirse Küçük Ayı
Yıldız Takımı’nın kuyruğundaki parlak yıldıza ulaşmış
oluruz. Bu parlak yıldız Kutup Yıldızı’dır.
Kutup Yıldızı, Demirkazık ya da Şimal Yıldızı
olarak da bilinir.
Güneş ile Yön Bulma:
Sabah Güneş doğduğunda, Güneş’e doğru
dönüp kollarımızı açalım. Önümüz doğu, arkamız
batı, sağımız güney, solumuz da kuzey olur.
Ancak bu yöntem, yöntem her zaman doğru
sonuç vermez. Çünkü Güneş yıl boyunca farklı
yerlerden doğar ve batar.
Unutmayalım bu yöntem sadece 21 Mart ve
23 Eylül’de en doğru sonucu verir.
Çubuk Gölgesi Yön Bulma
Güneşli bir günde yere diktiğimiz bir çubuğun
gölgesinden yararlanarak yönümüzü bulabiliriz. Bu
yöntemden tam öğle vaktinde yararlanabiliriz.
Güneş öğle vakti tam tepedeyken çubuğun
gölgesinin en kısa olduğu zamandır. Gölge boyunun
en kısa olduğu an, gölgenin ucu kuzeyi, çubuk tarafı
güneyi gösterir.
Kol Saati ile Yön Bulma
Bir diğer yön bulma yöntemi de kol
saatinden faydalanmaktır. Güneşli bir
günde, kol saatimizin
akrebini Güneş’i gösterecek
şekilde tutarsak akrep ile
12 arasındaki açının tam
ortası güneyi gösterir.
Bu kural kuzey yarımküre
için geçerlidir.
Ağaç Yosunları ile Yön Bulma
Ağaçların ve taşların yosunlu kısımları kuzey
yönünü gösterir. Ağaçların yosunlu kısmını önümüze
alırsak sırtımız güneyi gösterir.
Karınca Yuvaları ile Yön Bulma
Karıncalar, yuvalarının ağzını hep güneye doğru
yaparlar. Karıncalar, yuvalarından çıkardıkları
toprakları kuzeyden esen soğuk rüzgârlardan ve
yağmurlardan korumak için yuvalarının kuzey
kısmına yığarlar. Bu şekilde soğuktan korunurlar.
Diğer bir nedeni de Güney Yarım Küre’deki
cisimlerin güneye bakan tarafları güneş ışığı alır.
Camiler ve Minarelerine Bakarak Yön Bulma
Camilerde mihrabın karşısındaki giriş kapısı kuzeyi
gösterir. Minarelerde şerefeye açılan kapılar
güneye bakar. Hıristiyanlarda ibadet yerleri olan
kiliselerde ise kilisenin çanı, kilisenin batısındadır.
Mezar Taşlarına Bakarak Yön Bulma
Müslüman mezarlarında baş taraf batıyı,
ayaklar doğuyu gösterir.
Hıristiyan mezarlarının baş tarafı güneyi
gösterir.
GPS (Küresel Konumlama Sistemi) ile Yön Bulma
Günümüzde araçlara takılan ve bazı cep
telefonlarında da bulunan uydu sayesinde dünya
üzerindeki kesin yeri tespit etme aracıdır.
KROKİNİN YAŞAMIMIZDAKİ YERİ
Bir yerin kuş bakışı görünüşünün kabataslak (göz
kararı) küçültülerek kâğıt üzerine çizilmesine kroki
denir.
Krokiler, günlük hayatta yaşadığımız yeri
tanımamızda ve adresleri kolayca bulmamızda bize
yardımcı olur.
Kroki çizerken herkesçe bilinen önemli yerler,
sokak ve caddeler, önemli yapılar belirtilir. Gerçek
uzunlukları kabataslak küçültülerek çizilir.
Kroki Çizimi:
Kroki çizmek için kalem, silgi, cetvel ve bir kâğıt
yeterlidir. Kroki çizerken yüksek bir yerden aşağıya
bakıldığında sadece binaların ve yerlerin üst kısımları
gözükür. Bu yüzden binaları ve yerleri gösterirken
krokide gösterirken kare, dikdörtgen, daire gibi
geometrik şekilleri kullanırız. Cetvelle caddeleri
geniş, sokakları daha dar çizeriz.
Önemli Not:
Bir harita veya krokide yön belirtilmemiş ise
haritayı veya krokiyi düz bir şekilde önümüze aldığımızda çizimi yapılan bölgenin üst tarafı kuzeyi,
alt tarafı güneyi, sağ tarafı doğuyu, sol taraf ise
batıyı gösterir.
Krokiye mahallede herkes tarafından bilinen
cadde, sokak ve önemli yapıların adalarını da
yazarız. Krokinin bir köşesine ana yönlerini de
çizeriz.
Krokinin en altında, kullandığımız şekil ve
sembollerin anlamlarının açıklandığı bir bölüm de
oluşturmak gerekir.
Krokide bulanması gereken bazı özellikler:
Bir yerin kuşbakışı görünümünün kabataslak
çizilmesi gerekir. Krokide ölçek yoktur. Kroki
ile plan arasındaki en belirgin fark; planın
belirli bir ölçeğe göre çizilmesidir. Krokide ise
ölçek kullanılmaz.
Uzunluklar göz kararı ile belirtilir.
Semboller ve bu sembolleri açıklayıcı bir
bölüm olmalıdır.
Yönün mutlaka belirtilmesi gerekir. Krokinin
çizildiği kâğıdın bir köşesine kuzey-güney
doğrultusunu gösteren bir ok konulur.
Önemli cadde, sokak ve binaların isimleri
belirtilmelidir.
Eğer krokisi çizilecek yer biliniyorsa kuşbakışı
görünümüne gerek yoktur. Kroki zihinden
çizilebilir.
Kroki çizmek için kalem, silgi cetvel ve bir kâğıt
yeterlidir.
Kroki çizerken yüksek bir yerden aşağıya
bakıldığında sadece binaların ve yerlerin üst
kısımları gözükür. Bu yüzden binaları ve yerleri
krokide gösterirken kare,
dikdörtgen, daire gibi geometrik şekilleri
kullanırız.
Cetvelle caddeleri geniş, sokakları daha dar
çizeriz.
Kroki çizilecek bir yerin önceden fotoğrafının
çekilmesi daha yararlı olur.
Kroki turistler için önemlidir.
ÇEVREMİZDE GÖRDÜKLERİMİZ
Doğal Unsurlar
İnsanın içinde bulunduğu canlı ve cansız
varlıkların yer aldığı ortama çevre denir.
İnsanın etkisi olmadan kendiliğinden ortaya
çıkan unsurlara doğal unsur adı verilir. Bir başka
deyişle, doğada kendiliğinden var olan unsurlara
doğal unsurlar adını veriyoruz.
Dağ, akarsu, göl, orman, ova, deniz, plato,
körfez, vadi, ada, yarımada, doğal unsurların
başlıcalarıdır.
İnsanlar çeşitli ihtiyaçlarını doğal çevrede
bulunan kaynaklardan sağlar. İçtiğimiz su
kullandığımız pek çok eşyanın ham maddesi olan
ağaçlar, petrol, kömür, doğalgaz, bitkiler ve
hayvansal ürünler doğal kaynaklardır. Bu yüzden
doğal çevreye karşı duyarlı olmalıyız.
Beşeri Unsurlar
İnsanların birçok ihtiyacı vardır. Bu ihtiyaçlarını gidermek için bina, yol, tünel, köprü, baraj
vb. yaparak doğal ortamı değiştirirler.
İnsanların doğayı kendi ihtiyaçları doğrultusunda
değiştirerek ortaya koyduğu ürünlere beşeri unsur
denir. Bir başka deyişle doğada kendiliğinden
bulunmayan, insanlar tarafından oluşturulan
unsurlardır.
Ev, gökdelen, köprü, baraj, tünel, cami,
fabrika, yol, alt geçit, üst geçit gibi unsurları
beşeri unsurları örnek verebiliriz.
Doğal ve beşeri unsurların hepsine birden coğrafi
özellikler denir.
Çevremize baktığımızda beşeri unsurların, doğal
unsurlardan daha fazla olduğunu görürüz. Bunların
nedenleri:
Dünya nüfusunun artması,
Tüketim ve ihtiyaçlarının artması,
Sanayi ve teknolojik ürünlerin artması,
Ormanların kesilip yerine binaların yapılması.
Bu yüzden doğal çevremizi daha dikkatli kullanmamız,
doğal kaynaklarımızı bilinçsizce tüketmememiz gerekir.
DOĞAL ÇEVREMiZ
Kıta: Kendisine bağlı yakın adalarla birlikte etrafı
deniz ve okyanuslarla çevrili büyük kara
parçalarına kıta denir.
Okyanus: Kıtalar arasındaki çok geniş ve derin su
dolu çukur alanlara okyanus denir. Dünya’da üç tane okyanus
vardır: Büyük Okyanus, Atlas Okyanusu, Hint
Okyanusu.
Deniz: Yer kabuğunun büyük çukurluklarını
dolduran sulara deniz denir.
Körfez: Denizlerin karaların içine doğru
uzanmasına körfez denir.
Koy: Ağzı kapalı körfeze koy denir.
Burun: Karaların denize doğru uzanmış kısımlarına
burun denir.
Ada: Dört tarafı denizlerle çevrili kara parçasına ada
denir.
Yarımada: Üç tarafı denizlerle çevrili olan kara
parçasına denir.
Dağ: Yüksekliği çevresinden 500 m ve üzerinde
olan yer şekilleridir.
Tepe: 500 m den küçük olan yüksekliklere tepe
denir.
Göl: Karaların içindeki çukurları dolduran denizlerle
ve okyanuslarla bağlantısı olmayan su kütleleridir.
Ova: Akarsularla fazla yarılmamış, değişik yüksekliklerde
olan az eğimli düzlüklerdir.
Vadi: Akarsuyun içinde aktığı, kaynaktan ağza
doğru sürekli inişi bulunan uzun çukurluklardır.
Plato(Yayla):Çevresine göre yüksekte kalmış, derin
akarsu vadileriyle yarılmış düzlüklerdir. Yurdumuzun
İç ve Güneydoğu Anadolu Bölgeleri geniş
platolarla kaplıdır.
Kendisine bağlı yakın adalarla birlikte etrafı deniz ve okyanuslarla çevrili büyük kara parçalarına denir.
Yer kabuğunun büyük çukurluklarını dolduran sulara denir.
Karaların denize doğru uzanmış kısımlarına denir.
Üç tarafı denizlerle çevrili olan kara parçasına denir.
Çevresine göre yüksekte kalmış, derin akarsu vadileriyle yarılmış düzlüklere denir.
HAVA OLAYLARI
Havada meydana gelen yağış, sıcaklık,
basınç, rüzgâr, sis, gök gürültüsü gibi olaylara hava
olayı denir.
Belirli bir alanda görülen kısa süreli (1 gün,
1 hafta) atmosfer olaylarına hava durumu denir.
Bir yerde uzun yıllar boyunca yaşanan hava
olaylarının ortalama özelliklerine iklim denir.
Akdeniz iklimi, Karadeniz iklimi, Karasal iklim gibi.
Havanın nem, sıcaklık, yağış, sis, rüzgâr gibi
günlük etkileri hava durumuna örnektir. Ülkemizde
hava durumu tahminlerini Devlet Meteoroloji İşleri
Genel Müdürlüğü yapmaktadır. Bu işle uğraşan
meslek sahibine de meteorolojist denir.
Hava durumu bazen gün içinde farklılıklar
gösterebilir. Sabah güneşli bir hava varken öğleden
sonra yağmur görülebilir.
Havanın nasıl olacağını bilmek özellikle
pilotlar, gemi kaptanları, balıkçılar, çiftçiler için
oldukça önemlidir. Uzun yola çıkacak sürücüler de
hava durumunu takip ederler. Doğru hava
tahminleri, insanları kötü hava koşullarına karşı
uyarır. Böylece can ve mal kaybı önlenir.
Hava Gözlem Grafikleri:
Grafik: Bir konuda toplanmış verilerin, resim, çizgi
ve şekillerle anlatılmasıdır.
Hava olayları ile ilgili elde edilen verilerde
grafiklerle gösterilir.
Hava olaylarının belli bir sürede gözlenerek
yapılan grafiğe hava gözlem grafiği adı verilir.
Hava grafikleri günlük hayatımızı kolaylaştıran
tahmin ve yorumlarda bulunmamızı sağlar.
Uzun süreli grafikler hava durumunun tespit
edildiği yerle ilgili iklim bilgisinin çıkarılmasında
kullanılır.
Hava gözlem grafiği oluştururken:
Bir haftalık ya da bir aylık gözlem yapılabilir.
Gün içinde yapılan gözlemleri unutmamak için
günü gününe grafiğe aktarmak gerekir.
Hava durumu gün içinde değişebileceği için bir
günü, öğleden önce öğleden sonra olarak ikiye
ayırabilirsiniz.
Hava durumunu anlatırken ya da gözlem grafiği
oluşturulurken çeşitli semboller kullanılır.
Her olay için farklı sembol kullanmalısınız.
Gözlemler bittikten sonra her hava olayı kaç
defa gözlemlendiği tabloya (sıklık tablosu)
aktarılır.
TEKNOLOJİNİN GELİŞMEDİĞİ
DÖNEMLERDE HAVA DURUMU
Teknolojinin gelişmediği dönemlerde insanlar
hava durumunu öğrenmek istemişlerdir. Doğayı
gözlemleyerek çeşitli tahminlerde bulunmuşlardır.
Örneğin;
Yaprağın sararmasıyla, yaz mevsiminin bitip kış mevsiminin yaklaşmakta olduğunu,
Açılmış çam kozalağıyla nemin az olduğunu,
Çekirgelerin normalden fazla ses çıkarmasıyla ertesi günün daha sıcak olacağını,
At kestanesi ağaçlarının çiçeklenmesiyle havanınısınmaya başladığını,
Kıyıya vurmuş deniz yosunlarının kuru olması havanın sıcak olacağını, nemli olması ise havanın yağışlı olacağını,
Denizin renginin koyulaşması fırtına çıkacağı şeklinde tahminlerde bulunmuşlardır.
HARİTA İŞARETLERİ
Haritalarda; yer şekilleri, nehirler, göller, şehirler, deniz ve karalar olduğu gibi gösterilmez.
Çeşitli işaretler kullanılır. Haritalarda verilmek istenen bilgiler, haritanın bir köşesinde,
bu işaretlerin ne anlama geldiğini gösteren tabloya yer verilmektedir.Bu tabloya
harita anahtarı(lejant) denir.
Fiziki haritalarda deniz seviyesine yakın olan yerler yeşil ve yeşilin tonları ile yüksek dağlar kahverenginin tonlarıyla gösterilir.
Haritalarda genellikle deniz ve göller, mavinin tonlarıyla gösterilmektedir.Derinliği az olan yerler açık mavi ile daha derin yerler koyu mavi ile gösterilir.
Akarsular haritalarda koyu mavi ile gösterilir.
Ülkemizde görülen iklim tipleri :
1. Karasal İklim
2. Karadeniz İklimi
3. Akdeniz İklimi
4. Marmara (Geçiş) İklimi
DOĞAL AFETLER
Yeryüzü isteğimizle ya da isteğimiz dışında
sürekli değişim halindedir. Bu değişim sırasında
insanların etkisi olmadan gerçekleşen olaylara doğa
olayları denir.
Önlenmesi insan eliyle mümkün olmayan sel,
fırtına, deprem, çığ, heyelan gibi yıkıcı etkileri olan
felaketlere doğal afet denir.
Doğal afetleri önlemek mümkün değildir.
Ancak verdiği zararlarından ya da yıkıcı
etkilerinden kurtulmak mümkündür.
DEPREM
Yer kabuğunda oluşan ani kırılma, çatlama, ya
da kıvrılma sonucu oluşan yer sarsıntılarına deprem
denir.
Yer kabuğunda oluşan çatlaklara fay denir.
Depremin nasıl oluştuğunu, deprem dalgalarının
nasıl yayıldıklarını, ölçü
aletleri ve yöntemlerini
ve deprem ile ilgili diğer konuları inceleyen bilim
dalına Sismoloji denir.
Yer sarsıntılarının büyüklüğünü, süresini,
merkezini ve saatini saptamaya yarayan aygıta
sismograf denir.
Depremin Zararlarından Korunmak İçin Yapılması Gerekenler
Deprem Öncesinde
Evleri ve apartmanları sağlam zeminler üzerine yapmalıyız.
Deprem çantası hazırlamalıyız.
Evdeki ağır eşyaları, mobilyaları ve rafları duvara sabitlemeliyiz.
İlk yardım bilgilerini öğrenmeliyiz ve ilk yardım çantasını hazırlamalıyız.
Güvenli bir toplanma noktası belirlemeliyiz.
Aile afet planı hazırlayarak doğal afet durumunda nasıl davranacağımızı biliriz.
Deprem sigortası yaptırmalıyız.
Deprem Sırasında
Kesinlikle panik yapmamalıyız.
Deprem anında evinizdeki dayanıklı ev eşyalarının (buzdolabı, çamaşır makinesi vb)
yanına cenin pozisyonunda yatmalıyız ya da eller ense baş bölgesini koruyacak şekilde
çök-kapan-tutun pozisyonunu almayız.
Asansörü kullanmamalıyız.
Pencereden ve devrilebilecek ağır eşyalardan uzak durmalıyız.
Merdiven, balkon ve pencerelerden uzak durmalıyız.
Deprem Sonrasında
Sarsıntı biter bitmez binadan hemen çıkılmalıdır.
Sakin olmalıyız, panik yapmamalıyız.
Deprem çantasını yanımıza alıp binayı hızlı ve kontrollü şekilde terk etmeliyiz.
Elektrik şalterini, su ve gaz vanalarını kapatınız.
Telefon hatlarını acil durum olmadığı sürece kullanmamalıyız.
Ağaçlardan, köprülerden, elektrik direklerinden ve binalardan uzak durmalıyız.
Önceden belirlenmiş güvenli buluşma noktasına ulaşmaya çalışmalıyız.
Deprem çantası, depremden sonraki 72 saat içerisinde,
aile fertlerinin ihtiyaçlarını karşılayacakları malzemeleri koydukları çantadır.
Deprem Çantasında Bulunması Gerekenler
El feneri
Düdük
Plastik şişede su
Bisküvi
Kalın giyecekler
Battaniye
Konserve, yiyecekler
Pilli radyo
Sabun ve hijyen malzemeleri
Gerekli ilaçlar ve antibiyotikler
Not: Deprem çantası her 6 ayda bir kontrol edilerek tarihi geçmiş ürünler
yenileri ile değiştirilmelidir.
Yer kabuğunda oluşan ani kırılma, çatlama, ya da kıvrılma sonucu oluşan yer sarsıntılarına denir.
Yer kabuğunda oluşan çatlaklara denir.
Depremin nasıl oluştuğunu, deprem dalgalarının nasıl yayıldıklarını, ölçü aletleri ve yöntemlerini ve deprem ile ilgili diğer konuları inceleyen bilim dalına denir.
Yer sarsıntılarının büyüklüğünü, süresini, merkezini ve saatini saptamaya yarayan aygıta denir.
Deprem anında evinizdeki dayanıklı ev eşyalarının yanına cenin pozisyonunda yatmalıyız ya da eller ense baş bölgesini koruyacak şekilde çök- -tutun pozisyonunu almayız.
SEL
Aşırı yağışlar veya kar erimeleri sonucunda
akarsu yataklarından taşarak tarım ve yerleşim
alanlarını suların basmasına sel denir.
Sel can ve mal kaybına yol açan bir
felakettir.
Sel baskınlarını önlemek için;
Nehirlerin önlerine baraj yapılmalıdır.
Çevre ağaçlandırılmalıdır.
Eğimli tarım arazileri teraslanmalıdır.
Selden korunmak için evimizi dere, akarsu yatağına değil, daha yüksek yerlere yapmalıyız.
HEYELAN
Aşırı yağışlar sonucunda meydana gelen
toprak kaymasıdır.
Heyelanı oluşturan nedenler:
Yağış, fazla
eğim, şiddetli deprem, toprağın cinsi, bölgenin ağaçlı
olmayışıdır.
Ülkemizde en fazla ilkbahar mevsiminde
görülür.
Doğu ve Batı Karadeniz, en çok heyelan
yaşanan bölgemizdir.
TSUNAMİ
Deniz veya okyanuslarda oluşan dev
dalgaların yerleşim yerlerini basmasıdır.
Ülkemizde görülmez.
ÇIĞ
Çok kar yağışı almış eğimli yamaçlardaki
karların kütleler halinde aşağı doğru
yuvarlanmasıdır.
Çığdan korunmak için;
Doğal bitki örtüsünü korumalıyız.
Yamaçlara ağaç dikmeliyiz.
Çığ yaşanabilecek yerlere yerleşim yerleri
yapmamalıyız.
EROZYON :
Toprağın en verimli yeri olan üst tabakasının
rüzgâr, yağmur ve sel sularının etkisiyle taşınıp
aşınmasına erozyon denir.
Erozyonun etkisini azaltmak için bitki örtüsünü
korumalı, ağaçlandırma çalışmaları yapmalıyız.
Ülkemizde erozyonla mücadele etme çalışmalarında
ilk akla gelen kuruluş TEMA Vakfı’dır
Erozyon çölleşmeye, bitkilerin ve hayvanların yok
olmasına neden olur.
Erozyonu Önlemek için;
Yamaçlar ağaçlandırılmalı ve teraslama
yapılmalıdır.
Akarsular üzerinde göletler ve barajlar
yapılmalıdır.
Ekili ve dikili yamaçlarda arazi enine
sürülmelidir.
YANGIN
İnsanların ve doğal olayların neden olduğu
yangınlar vardır. İnsanlar yangına neden olacak
durumlar için tedbirli olmalıdırlar.
Doğada meydana gelebilecek yangınlar için de
insanların alabilecekleri tedbirler vardır. Özellikle
piknik alanlarında ateş yakılması halinde ateşin
kontrol altında olmasına ve işimiz bittiğinde de
ateşin tamamen söndürülmesine dikkat edilmelidir.
Doğada cam kırıkları bırakmamaya özen
göstermemeliyiz.
Aşırı yağışlar sonucunda meydana gelentoprak kaymasına denir.
Deniz veya okyanuslarda oluşan dev dalgaların yerleşim yerlerini basmasına denir.
Çok kar yağışı almış eğimli yamaçlardaki karların kütleler halinde aşağı doğru yuvarlanmasına denir.
Toprağın en verimli yeri olan üst tabakasının rüzgâr, yağmur ve sel sularının etkisiyle aşınıp taşınmasınadenir.
Ülkemizde erozyonla mücadele etme çalışmalarında ilk akla gelen kuruluş Vakfı