İnsanın yaşamını sürdürebilmesi için gerekli
olan şeylere ihtiyaç deriz. İhtiyaçlarımızın
bazıları zorunludur.
Zorunlu İhtiyaçlar: Nefes almak,
beslenmek, giyinmek, barınmak, sağlık temel
ihtiyacımızdır. Bunları karşılamazsak
hayatımız tehlikeye girer. Zorunlu
ihtiyaçlarımız herkes için geçerlidir.
Sosyal ve Kültürel İhtiyaçlar: Ev
eşyaları, taşıtlar, eğitim, eğlence, tatil,
oyun, gezmek, sinemaya gitmek, kitap
okumak, spor yapmak. Bunlar hayatımız için
gerekli ancak zorunlu olmayan ihtiyaçlardır.
Sosyal ve kültürel ihtiyaçlarını
yeterince karşılayamayan insanlar başkalarıyla
iletişim kurma, toplum tarafından
kabul edilme ve öz güven konularında
eksiklik hissederler.
İstek: Hayatımız için zorunlu olmayan bir
şeyi yapmak veya sahip olmak için
hissettiğimiz duygudur. Karşılanmadığında yaşamsal
faaliyetlerimizi doğrudan etkilemeyen bu ihtiyaçlara
istek denir. İsteklerimizi
karşılamak bizi mutlu eder. Sağlam bir
ayakkabımız varken yenisini almak istektir.
İhtiyacımız yokken çikolata, pasta, oyuncak
gibi şeyler de istektir.
Hangisi İstek? Hangisi İhtiyaç?
Bir şeyin ihtiyaç mı istek mi olduğunu
anlamak için zorunlu olup olmadığına bakmamız gerekir.
İhtiyacımız karşılanmadığında hayatımız riske giriyorsa
ihtiyaçtır.
Günümüz şartlarında insanların beslenme, barınma ve giyinme
dışında günlük hayatın vazgeçilmezleri hâline gelmiş olan
başka ihtiyaçları da vardır. Buzdolabı, çamaşır makinesi, ocak,
fırın, sabun, diş macunu gibi araç gereçler bu ihtiyaçların bazılarıdır.
Dünyanın neresinde yaşarlarsa yaşasınlar, insanların ihtiyaçları büyük ölçüde
aynıdır.
Bazı şeylerin durumu kişiden kişiye
değişir. Kişilerin tercihine göre ihtiyaç ya da
istek olabilir.
Sağlık yönünden şekerli besinler
tüketmeliyiz. Kahvaltıda bal yemek ihtiyaç
olabilir, ancak canımız istediği diye çikolata
tüketmek istektir.
Buzdolabı sıcak bölgeler için ihtiyaçtır,
çok soğuk bölgede yaşayanlar için istektir.
Cep telefonu yetişkinler için ihtiyaçtır,
çocuklar için istektir. Stetoskop doktor için
ihtiyaçtır, öğretmen için istektir.
Sosyal ve kültürel ihtiyaçlarımız, zorunlu
olmayan ihtiyaçlar ve isteklerimiz
bulunduğumuz zamana, şartlara ,yere,
mesleğe hatta cinsiyetimize göre de
değişebilir.
İnsanların temel ihtiyaçlarını giderdikten sonra
isteklerini karşılamaya çalışmaları son derece
doğal bir durumdur. Ancak istekler çok çeşitlidir
ve bunların tamamının karşılanması çoğu zaman mümkün
değildir. Bu nedenle karşılanması
hâlinde elde edilecek fayda göz önünde bulundurularak
istekler sıraya konulmalıdır. Daha sonra bütçe durumu
göz önünde bulundurularak isteklerin giderilmesine
çalışılmalıdır. İhtiyaç ve istekler giderilirken bütçe
durumunun yanı sıra fayda-maliyet dengesi de gözetilmelidir.
Fayda, alınacak mal veya hizmetlerin ihtiyaçları karşılama
özelliğidir. Elde edilecek fayda için harcanan paraya ise
maliyet denir. Yapılan harcama, giderilmek istenen ihtiyacı
veya isteği karşılamışsa fayda-maliyet dengesi sağlanabilmiş
demektir. Bununla birlikte bir malın faydası kişiden kişiye
göre değişebilir. Örneğin son model telefonu varken, bir başka
telefon markasının son çıkan modelini alan bir kişiyi düşünelim.
Bu durumda o kişi aynı anda iki telefonu da kullanma imkanı bulamayacak ve
parasını boşa harcamış olacaktır. Başka bir ifadeyle fayda-maliyet
dengesini sağlayamayacaktır.
İnsanın yaşamını sürdürebilmesi için gerekli olan şeylere deriz. Nefes almak, beslenmek, giyinmek, barınmak, sağlık gibi karşılanmadığında hayatımızı tehlikeye sokan ihtiyaçlara ihtiyaçlar denir. Karşılanmadığında yaşamsal faaliyetlerimizi doğrudan etkilemeyen ihtiyaçlara denir. alınacak mal veya hizmetlerin ihtiyaçları karşılama özelliğidir. Elde edilecek fayda için harcanan paraya ise denir.
İnsanların geçimlerini sağlayabilmek için yaptıkları işlere ekonomik faaliyetler deriz.
Çevremizde yapılan başlıca ekonomik faaliyetler:
Hayvancılık: İnek, koyun, tavuk gibi hayvanları besleyerek bunlardan elde edilen
süt, yoğurt, peynir, yumurta, bal gibi ürünleri satarak gelir elde etme.
Tarım Meyve ve sebzelerin
yetiştirerek gelir elde etme. Tarımla uğraşan kişilere
çiftçi denir.
Balıkçılık
Ormancılık
Madencilik: Kömür, bakır, bor gibi
madenlerde çalışarak gelir elde etme.
Turizm
Sanayi: Farikalar, atölyelerde çalışarak üretim yapma
Ticaret: Bir ürünü alıp satmak
Ulaştırma: Taşıtları kullanarak yük ve insan taşımak, şoförlük.
Hizmet Sektörü: Topluma farklı alanlarda hizmet eden kişilerin oluşturduğu
mesleki faaliyetlerdir. Öğretmen, doktor, polis, asker, hakim vb.
Ekonomik faaliyetler ülkelere,bölgelere, şehirlere göre farklılıklar gösterir.
Antalya deniz kenarında olmasından dolayı bir turizm şehridir. Aynı zamanda
ılıman ikliminden dolayı çok farklı çeşitte bitkinin yetiştirilebildiği bir tarım şehridir.
Antalya’da yaşayan insanlar turistik faaliyetlerde bulunarak, turistlere hizmet
ederek, tarım ürünleri (portakal, nar, çilek, domates, muz, zeytin gibi) yetiştirerek ve
seracılık yaparak para kazanırlar.
Hayvancılık, faaliyetleri çok gelişmiştir. Özellikle arıcılık ve kümes hayvancılığı,
deniz kenarlarında balıkçılık yapılır. Dağlık bölgelerde koyun ve keçi besiciliği yapılır.
Konya bir tarım ve hayvancılık şehridir.
Kocaeli sanayi şehridir. Her alanda birçok fabrika vardır. Kocaeli’nde yaşayan
insanların büyük bir kısmı fabrikalarda çalışarak geçimlerini sağlarlar.
Trabzon deniz kenarında olduğu için balıkçılık çok yaygındır. Ayrıca çay ve fındık üretimi yapılır.
İstanbul, Ankara ve İzmir çok kalabalık ve çok gelişmiş olduğu için her türlü ekonomik faaliyet yer alır.
Köylerde genelde hayvancılık ve tarım yapılır. Ancak deniz kenarındaki köylerde balıkçılık,
orman köylerinde ormancılık daha yaygındır. Şehirlerde ise sanayi ve ticaret daha fazladır.
Zonguldak kömür madenleri çoktur.
Ordu fındık üretimi yaygındır.
Malatya kayısı yetiştiriciliği görülür.
Üretim: İnsanların çalışarak ihtiyaç duyduğu mal ve hizmetleri meydana
getirmesine üretim denir. Tüm ekonomik faaliyetler sonunda bir üretim meydana
gelir. Çiftçi meyve ve sebze üretir. Orman işçisi ağaç ve kereste üretir. Maden işçisi
maden çıkararak üretim yapar. Bankacılar, öğretmenler, turizmciler hizmet üretirler.
Bir ülkenin gelişmişliği üretime bağlıdır. ABD, Japonya, Almanya, Rusya, Çin gibi
ülkeler çok ürettikleri ve ürettiklerini başka ülkelere sattığı için çok gelişmişlerdir.
Üretim yapamayan ülkeler ihtiyaçlarını başka ülkelerden satın alarak karşılarlar.
Ham Madde: Bazı ekonomik faaliyetlerde yeni bir ürün elde edebilmek için kullanılan
asıl maddeye ham madde deriz. Doğada kendiliğinden var olan maddeler doğal
maddelerdir. Ham maddeler doğaldır. Fabrika ve atölyelerde ham maddeye şekil
verilerek yapılmış yeniden üretilmiş maddelere işlenmiş madde denir.
Başlıca ham maddeler: Ağaç, kum, demir, petrol, pamuk, hayvansal ürünler, bitkiler,
madenler en çok kullanılan ham maddelerdir.
◆Ağaçtan kâğıt, kereste, odun, ev eşyaları
◆Kumdan çimento, cam, beton,
◆Petrolden plastik, benzin, kauçuk, mazot
◆Zeytinden yağ ve sabun yapılır.
◆Buğday ham maddedir. Ekmek işlenmiş
maddedir.
Tarımla uğraşan kişilere denir.
Ülkemizde hem turizm hemde tarım alanında en çok gelişen şehrimiz 'dır.
bir sanayi şehridir.
En çok fındık yetiştirilen ilimiz'dur.
Yeni bir ürün elde edebilmek için kullanılan asıl maddeye deriz.
Dağıtım: Üretilen ürünlerin çeşitli araçlarla
insanlara (tüketicilere) ulaştırılmasına
dağıtım deriz. Dağıtım işinde her türlü yük
taşıtları kullanılır. Zonguldak’ta çıkarılan
taşkömürü ülkemizin her tarafına gemi, tren
ve kamyonlarla dağıtılır. Köylülerin ürettiği
meyve ve sebzelerin manavlara ve pazara
dağıtımı yapılır. Daha sonra bize ulaşır.
Tüketim: Üretilen ürünlerin kullanılıp
harcanmasına tüketim deriz. Bir şeyleri
kullanarak harcayan kişilere de tüketici
deriz. Her canlı tüketicidir. İnsanlar her gün
her saat durmadan bir şeyler (yiyecek,
içecek, eşya, kâğıt, elektrik vs) tüketir.
Bilinçli Tüketici
Üretilen her ürün için doğada bulunan
kaynaklar harcanır. Böylece üretilen her
ürün doğadaki kaynakların azalmasına neden
olmaktadır. Bazı kaynaklar ve ham meddeler
yeniden üretilemezler. Doğadaki kaynakların
azalmasını önlemek için bilinçli tüketim
yapmalıyız. Doğadaki kaynakları tasarruflu
kullanarak, kendine yeteni kadarını harcayan
kişiye bilinçli tüketici denir.
Bilinçli bir tüketicinin özellikleri
◆ Önce ihtiyaçlarını tespit eder. İhtiyaçlarını
öncelik sırasına göre belirler. Gerçekten
ihtiyacı olup olmadığına bakar.
◆ İhtiyaçlarını bütçesine göre tespit eder.
Farklı mağaza ve firmalardan
fiyatlarını araştırır. Pahalı ürün her zaman
çok kaliteli olmayabilir. Daha uygun fiyata
daha kaliteli ürün bulunabilir.
◆ Alışveriş yaparken ürünleri dikkatli
seçerek. Tazeliğine, dayanıklılığına,
kullanım süresine, ambalajına, özelliklerine
dikkat eder.
◆ Yerli üretim ürünlerini tercih eder.
Yabancı ürün yerine yerli malı seçerek hem
ülkemize hem de üreticimize katkı sağlar.
◆ Tüketim yaparken israftan kaçınır.
◆ Ürünlerden azami derecede faydalanır.
Eskimeden, bitmeden yenisini almaz.
◆ Alınan her ürün için para harcandığını,
para kazanmak için birilerinin günlerce,
aylarca emek harcadığını unutmaz. İsraf
edilen her ürünün kazanılan paranın,
harcanan emeğin, doğal kaynakların heba
olduğunu bilir.
◆ Haklarını bilir. Haklarını korur. Hakkını
korumak için yapılması gerekenleri bilir.
Alışveriş Yaparken Bütçemize göre ihtiyaç listesi yapmalıyız.
İhtiyaç listesi dışına çıkmamalıyız. Önce ihtiyaçlarımızı sonra isteklerimize
bütçe ayırmalıyız.
Dayanıklı (televizyon, beyaz eşya..) ürün
alırken:
◆ Kalitesine
◆ Garantisine ve garanti süresine
◆ Kullanma kılavuzuna
◆ TSE, CE ve ISO-9001 damgasına
◆ Markasına
◆ Enerji tasarrufuna
◆ Fiyatına bakmalıyız.
Gıda ürünleri alırken
◆ Tazeliğine
◆ Son kullanma tarihine
◆ Yerli üretim logosuna, barkodda
rakamına (868 veya 869= Türk Malı) bakılır.
Yerli ürünlerde “Made in Turkey” ya da “Bu
ürün Türkiye’de üretilmiştir.” ibaresi yazar.
◆ Fiyatına, markasına, ambalajına,
◆ Besin içeriklerine
◆ Tarım ve Orman Bakanlığının izin
logosuna bakmalıyız.
TSE: Türkiye Standartları Enstitüsü’nün
kısa yazılışı. Bu kurum dayanıklı tüketim
mallarına (buzdolabı, televizyon, ütü, makine
vs) bir ürünün istenilen standartta ve
kaliteye uygun olduğunu belgelendirir. Bu
belge veya damgaya sahip ürünlerin garanti
süresi vardır. Garanti süresi içinde bozulan
ürünleri firma kendisi ücretsiz tamir eder.
Eğer bir ürün kullanıcı hatasından
bozulmuşsa garanti kapsamına girmez.
ISO 9001 ve CE de TSE gibi uluslararası
kalite damgasıdır. Yabancı marka ürün
aldığımızda ISO-9001 ve CE damgasına
bakmalıyız.
Bilinçli Tüketicinin Hakları
Bilinçli tüketici alışveriş yaparken haklarını
da bilmelidir.
1-Alışveriş yaptıktan sonra fiş ya da fatura
gibi belge almalıyız. Bu belgeler ürünü o
firmadan aldığımızın ispatıdır. Bu belgeyi
ürün tüketilinceye ya da garanti süresi
bitinceye kadar saklamalıyız.
2-Aldığımız ürün ayıplı mal ise belge ile
değiştirmeliyiz.
Ayıplı mal: İstediğimiz
kalitede ve özellikte olmayan bozulmuş, son
kullanma tarihi geçmiş, çürümüş, yıpranmış,
kullanılmış olan ürünlerdir. Ayıplı mal satmak
suçtur.
Örneğin satın aldığımız bir ayakkabı kısa
bir sürede yırtılırsa, rengi solarsa, dikişleri sökülürse
ayıplı mal sayılır.
Ayıplı-Kusurlu Ürün Aldıysak
Aldığımız ürün eğer istediğimiz özellikte ve
kalitede değilse
1- Aldığımız belge ile satın aldığımız firmaya
giderek ürünü değiştirmelerini istemeliyiz.
2-Ürünü yenisi ile değiştirme ya da parasını
iade isteme hakkımız vardır.
3-Firma bunları kabul etmezse Tüketici
Sorunları Hakem Heyetine, Tüketici Koruma
Derneği’ne, Esnaf ve Sanatkârlar Odası’na
dilekçe ile başvurmalıyız.
Üretilen ürünlerin çeşitli araçlarla insanlara (tüketicilere) ulaştırılmasına denir.
Üretilen ürünlerin kullanılıp harcanmasına denir.
Doğadaki kaynakları tasarruflu kullanarak, kendine yeteni kadarını harcayan kişiye denir.
İstediğimiz kalitede ve özellikte olmayan bozulmuş, son kullanma tarihi geçmiş, çürümüş, yıpranmış, kullanılmış olan ürünlere
denir.
Bir ürünün istenilen standartta ve kaliteye uygun olduğunu belgelendiren kuruma denir.
BÜTÇE
Para, ihtiyaçlarımızı karşılamak amacıyla kullandığımız bir
değişim aracıdır. Çocuklar genellikle paranın sonsuz miktarda
olduğunu ve büyükleri tarafından bol bol kazanıldığını düşünürler.
Oysa para kazanmak kolay bir iş değildir. Bu nedenle
tutumlu olmalı, gereksiz yere para harcamamaya dikkat
etmeliyiz. Ayrıca paramızın tamamını kullanmayıp ihtiyaçlarımızı
karşıladıktan sonra kalan kısmını biriktirmeye çalışmalıyız.
İnsanlar bir ürün üretmek, satın almak
için para harcamak zorundadırlar. Para
kazanmak için de çalışıp emek harcamak
gerekir.
Bir kişinin çalışarak kazandığı ya da bir
hizmet karşılığı olarak elde ettiği para
miktarına gelir deriz. Maaş, kira geliri gibi
İhtiyaç ve isteklerimiz için harcadığımız
para miktarına gider deriz.
Aile Bütçesi: Bir aileye bir ayda giren ve
çıkan para miktarını gösteren listedir. Aile
bütçemizi yaparken gelir ve gider dengeli
olmalıdır. Her aile her ay acil durumlarda
kullanmak için tasarruf miktarı kadar para
ayırmalıdır. Aile bütçemizde giderlerimiz
gelirlerimizden fazla olursa bütçemiz açık
verir.
İnsanların istek ve ihtiyaçları sınırsızdır. Ancak
satın alma aracı olan para sınırlıdır. Bu nedenle
ihtiyaçlarını sıraya koymalı, harcamalarımızı buna göre yapmalı,
paramızı denetimli harcamalıyız.
Bir miktar parayı tasarruf yaparak biriktirmeli, zor günler için
bir kenara ayırmalıyız. Deprem, salgın hastalık, kronik hastalık,
doğal afet, savaş, ekonomik kriz gibi insaların ve toplumların
karşılaşabileceği zor zamanlarda, daha önceden yaptığımız tasarruflara
ihtiyacımız olabileceğini unutmamalıyız.
NOT:Bireylerin bütçelerini yapıp doğru yönetebilmeleri,
gelirlerini akıllıca ve en çok fayda sağlayacak şekilde
değerlendirebilmesine finansal okur yazarlık adı verilir.
Bir kişinin çalışarak kazandığı ya da bir hizmet karşılığı olarak elde ettiği para miktarına denir.
Maaş, kira geliri gibi ihtiyaç ve isteklerimiz için harcadığımız para miktarına denir.
Bir aileye bir ayda giren ve çıkan para miktarını gösteren listeye denir.
Gelirlerimizden bir kısmını zor günler için bir kenara ayırmaya denir.
İsraf: Kaynakların, emeğin, paranın, zamanın
boş yere harcanmasıdır. Yapılan her israf doğal
kaynakların yok olmasına neden olmaktadır.
Yiyebileceğimizden fazla gıda almak, elbise
ve ayakkabılarımızı çabuk eskitmek, aşırı su tüketmek,
lambayı boş yere yakmak birer israftır.
İnsanlar en çok su, elektrik, ekmek, kâğıt,
ilaç, giysi, yiyecek ve içecek gibi ürünlerde
israf etmektedir. Zamanımızı boşa harcamak
da zaman israfıdır.
Su İsrafı: Dünya’mızın ¾’ü su ile kaplı
olmasına rağmen içilebilir tatlı su miktarı
çok azdır. Ülkemizde tatlı su miktarı
bölgeden bölgeye değişir. Örneğin
İstanbul’da, tatlı su miktarı çok
azdır. Yanlış kullanım ve israf nedeniyle bu
su miktarı giderek azalmaktadır. Belki de
20-30 yıl sonra tatlı su burada yaşayan
insanlara hiç yetmeyecektir. Su israfını
önlemek için
1-Bozuk musluklar tamir edilmelidir.
2-Okul ve evlerde musluklar açık
bırakılmamalı, açık olan gördüysek
kapatmalıyız.
3-Su ile oyun oynanmamalıdır.
4-Tuvaletlerde sifonları gereksiz yere
kullanmamalıyız.
5-Dişlerimizi fırçalarken suyu açık
bırakmamalıyız.
Ekmek İsrafı: Ülkemizde 5 milyon ekmeğin
israf edilerek çöpe atılıyor. Oysa her yıl Afrika
ülkelerinde açlık ve yetersiz beslenme nedeniyle
çocuklar hayatını kaybediyor. Çöpe atılan 5 milyon
ekmek yüzbinlerce çiftçinin bir yıl boyunca
çalışıp harcadığı emeğin boşa gitmesi
demektir. Ekmek israfını önlemek için:
1-Günlük yiyeceğimiz kadar almalıyız.
2-Bayatlayan ekmekleri köfte, kızartma,
tost gibi başka yiyeceklerle
değerlendirmeliyiz.
Elektrik İsrafı: Ülkemizde elektrik enerjisinin
önemli bir kısmı kömür, petrol,
doğal gaz gibi tükenebilir kaynaklardan elde edilmektedir.
Bu nedenle elektrik enerjisini kullanırken tutumlu
olmalıyız.
1-Lambaları açık bırakmamalıyız.
Tasarruflu ampuller kullanmalıyız.
2-Elektrikli araçları gereksiz yere
çalıştırmamalıyız. İşimiz bitince
kapatmalıyız.
3-Elektrikli araçları kullanım kılavuzuna
uygun kullanmalıyız.
Kâğıt İsrafı: İsraf edilen her kâğıt onlarca
yılda büyüyüp yetişen ağaçların yok olması
anlamına gelir. İsraf edilen kâğıtlarla bir orman
yok olmaktadır. Bir ormanın yeniden oluşması
onlarca yıl almaktadır.
Kâğıt israfını önlemek için
1-Defterlerimizi gereksiz yere
yırtmamalı, karalamamalıyız.
2-Defterlerimizin iki tarafını da
kullanmalı, mümkün olduğunca boş yer bırakmamalıyız.
Bitmeden yenisini almamalıyız.
3-Kullanılmış kâğıtları geri dönüşüme
göndermeliyiz.
Giysi İsrafı
Giysi giderleri ailemizin
bütçesinde önemli bir yer tutar. Bu nedenle ihtiyacımız yoksa
giysi almamalıyız. Giysilerimizi ve ayakkabılarımızı
kullanırken onların ömrünü kısaltıcı hareketlerden
kaçınmalıyız. Aynı giysileri kardeşlerimizin veya
ihtiyacı olan başka çocukların da kullanabileceğini
düşünerek temiz tutmaya ve doğru koşullarda saklamaya
dikkat etmeliyiz. Kullanmadığımız giysilerimizi Türk Kızılayı
gibi yardım kuruluşlarının yada belediyelerin
giysi toplama kutularına bırakmalıyız.
Zaman israfı
En önemli israflardan biri de zamanın boşa harcanmasıdır.
Zaman israfını önlemek için öncelikle zamanımızın sonsuz
değil sınırlı olduğunun bilincinde olmalıyız.
Bu nedenle oyuna, televizyon seyretmeye, uykuya ve yemeğe
gereğinden fazla zaman harcamamalıyız. Zamanı
verimli kullanma adına hayatımızı planlamalı ve işlerimizi
bu plana uygun olarak yürütmeliyiz.
Kaynakların, emeğin, paranın, zamanın boş yere harcanmasına denir
Bozuk muslukları tamir ettirerek ve açık muslukları kapatarak israfını önleriz.
Onlarca yılda yetişen ormanları koruyabilmek için öncelikle israfını önlemeliyiz.
Kullanmadığımız giysilerimizi belediyelerin toplama kutularına bırakarak israfını önleriz.
Zaman israfının önüne geçmek için öncelikle zamanımızın değil sınırlı olduğunun bilincinde olmalıyız.